Page 387 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 387

[1338] 378 / KAÇ                   KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                    men  Mustafa  Altıoklar  tarafından  sine-  dur. Kadı Mahmud’un babası eser sahibi
                                    maya uyarlandı (1997). Türkiye Yazarlar   ulemadan Süleymanegi veya Süleymane-
                                    Sendikası üyesiydi.                  ke’nin (Küçük Süleyman) oğludur. Süley-
                                    Eserleri                             maneke, Şeyh İbrahim Tennurî’nin oğlu
                                    Hikâye: Adalara Vapur (2003). Roman:   Şeyh Kasım’ın kızı Ayşe Hatun’la evlendi.
                                    Ağır Roman (1990), Fındık Sekiz (1997),   Kadı Mahmud bu hanımdan doğdu. Aynı
                                    Harman  Kaplan  (1999),  Cervantes’in   zamanda  kadılık  yaptığı  da  belirtilen
                                    Yeğeni (2005)                        Süleymanegi’nin  babası  Alâeddin  Ali,
                                    Kaynakça: Işık, TEKAA, C. 5, s. 1894; Tanzi-  Onun  da  babası  Kayseri  Kadısı  Süley-
                                    mat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi,   man-ı Kayseri’dir.
                                    YKB İstanbul 2001, C. 2, s. 564.     Kadı  Mahmud  hakkında  vakfiyeleri  dı-
                                                        ERDOĞAN MURA
                                                                         şında  bir  bilgi  bulunmamaktadır.  Vakfi-
                                                                         yesinde  Kadı  Mahmud  şöyle  anılmıştır:
                                   KADI BAĞLARI                          “Hayrat  ve  temiz  eserleri  bina  ve  inşa
                                    Kayseri’nin 30 km kadar kuzey-batısında,   eden,  Arap  ve  Acem  kadılarının  en
                                    Ankara-İstanbul  yolu  çıkışında  Yuvalı   kâmili, büyük efendi, karanlığın aydınlığı,
                                    Köyü  yakınında,  Kızılırmak  kenarında   edep sahibi, kemal ehlinin en layığı, fazi-
                                    bir bağ semtidir. Bu bağ semti ismini, E-  let ve kemal (olgunluk) tacı ile taçlanan,
                                    retna Devleti’ni* ele geçirerek kendi adı-  izzet ve kemal derecesinin en yükseğine
                                    na bu devleti idare eden Kayseri Kadı’sı   erişen,  hak  ve  doğru  olduğu  açık  olan
                                    Kadı  Burhaneddin  Ahmed*’den  aldığı   şeriatın  yardımcısı,  hükmün  delillerinin
                                    zannedilmektedir. Kadı Burhaneddin, E-  sağlam ve kolaylarını bilip gösteren, se-
                                    retna Devletinde henüz üst derecede gö-  net ve şahidin göz nuru, irfan bahçesinin
                                    revli iken, idarecilerle anlaşmazlığa düş-  çiçeği, ince meseleler ve manalar hazine-
                                    tüğünde çiftliği olan bu bağlara çekilirdi.   sinin anahtarı, hakikat işlerinin çırası, te-
                                    Bağların içinde bugün de kalıntıları bulu-  miz  soya  sahip,  ilim  ve  edep  sıfatlarını
                                    nan Ağ Kale’ye (o zamanki adı Ağca Ka-  haiz, sonunda övülmeye layık, Beyt-i Şe-
                                    le) bazen muhaliflerini de hapsederdi. Bu   rifi  (Kâbe)  haccetmiş  olan  ve  Büyük
                                    bağların yakınında bulunan tepeler üze-
                                    rindeki Ahmet Hisarı’nın ismi, daha önce   Yaradan’ın  lütfuna  güvenen,  devlet  ve
                                    Selçuklular  zamanında  geçmiş  olduğu   saadetle  müşerref  Kadı  Mahmud  Bed-
                                                                         reddin.”
                                    için  bu  ismin  Kadı  Burhaneddin  Ah-
                                    med’le  bir  alakasının  olmaması  gerekir.   Kadı Mahmud Kayseri ve çevresinde sa-
                                    Yine yakındaki Yuvalı köyünde, kayalara   hip  olduğu  çok  miktardaki,  arazi,  bağ,
                                    oyulmuş bulunan Cuma Mescidi’nin de   bahçe, değirmen ve dükkân gibi mal var-
                                    devrin  kaynaklarında  ismi  geçmektedir.   lıklarını 1559 ve 1571 yıllarında yazdırdığı
                                    Kadı  Bağları’nın  mülkiyeti  bugün  çoğu   iki vakfiye ile vakfetmiştir. Bu vakfiyelerin-
                                    Kayseri’den olmak üzere çeşitli şahıslara   den  öğrendiğimize  göre  1542  yılında
                                    geçmiş bulunmaktadır.                Cami-i  Kebir*  yanına  bir  hamam  (Kadı
                                                                         Hamamı*),  1548  yılında  Kapalı  Çarşı*’da
                                    Kaynakça: Esterâbâdî, Bezm , s.102, 123, 248,   dükkânlar, 1534 yılında Hatuniye Medre-
                                                         2
                                    258;  Yücel,  KBAD,  s.  24,  30,  65,  69;  Kemal
                                    Göde, Eretnalılar,  Ankara 1994, s.111, N. 312.  sesi* yanına bir han, 1548 yılında aynı yer-
                                                      MEHMET ÇAYIRDAĞ    de  mescit,  mektep  ve  dükkânlar  yaptır-
                                                                         mıştır. Gelir getiren emlâkten aldığı gelir-
                                   KADI BEDREDDİN MAHMUD                 leri mescit ve mektebin giderleri ve vakfın
                                    Kayseri’nin XVI. yüzyılda, uzun süre ka-  görevlilerinin ve Ulu Cami (Cami-i Kebir)
                                    dılığını yapan ve burada büyük bir vakıf   görevlilerinin  ücretleri,  Kuran  okuyacak
                                    kuran hukukçudur. Kadı Mahmud aslen,   kişilere yevmiye, fukaraya mübarek gün-
                                    Fatih  Sultan  Mehmed  zamanında  yaşa-  lerde  yiyecek  yardımı  için  tahsisat  tayin
                                    mış, onun gibi Akşemseddin’in öğrencisi   etmiştir. Bütün bu giderlerden kalan gelir-
                                    olmuş,  Kayseri’de medfun büyük muta-  lerin  sadece erkek evlatları arasında tak-
                                    savvıf Şeyh İbrahim Tennurî* nin torunu-  sim edilmesini şart koşmuştur.
   382   383   384   385   386   387   388   389   390   391   392