Page 9 - Hacıkılıç Mahallesi Kitap
P. 9

8  -   Hasan Sami Bolak                                          Hacıkılıç Mahallesi  -  9
 Hacıkılıç Mahallesi     Hüseyin Bey
                          Vakfiyesi ve
 (Bebeliğimin Hacığlışı)  Baruthane


                      Hacıkılıç  Mahallesi;  Hacıkılıç  Camii  ve  Medresesi’nden;
                Baruthan  Sokağı  da;   daha  önce  medrese  yanında   bulunan
 Mahallemizin “Hacıkılıç”    ismi,  Hacıkılıç      Camii’nden  Baruthane’den adını aldığı için; burada, bu konulara kısaca temas
 geliyor.. (Bu cami ve medresesi hakkında geniş bilgi, eserin sonunda  etmek istiyorum.
 yer  almaktadır.)  Etrafı  Orta  Mahalle,  Çandır ve    1950  sonrası  Baruthane (Güherçile Fabrikası); “Aksaray Mirlivası Hüseyin
 “örnek” olarak kurulan Örnekevler Mahalleleri ile  çevrili olan  Bey'in    H.  954/  M.1547  tarihli  vakfiyesi”  kayıtlarında;    Hüseyin
 Hacı Kılıç Mahallesi’nin benim çocukluğumda şimdiki    İstasyon  Bey'in imareti olan Hacıkılıç Camii’nin kuzeyinde  hâlen şadırvanlı
 Caddesi’nin  hemen  doğu  yakasında  tek-tük  evlerle  beraber  sebze  tuvaletin bulunduğu yerin yakınında idi. 1800’lerde faaliyette olan
 bahçeleri  bulunmaktaydı.  Buralarda kışın  çiçek  açmış  gibi    kara  Güherçile  Fabrikası’nın  üretimi  durdurulduktan  sonra  burası
 bürünmüş göbekli lahanalar; yaz mevsiminde de domates-biber gibi  Baruthane olarak kullanılmaya başlanılmıştır. (Bknz. Sayfa: 43)
 sebzeler yetiştirilirdi..
                  Sultan Abdülaziz  zamanında    1281  (H.1864) yılında  yapılan  bu
 Kız Enstitüsü’nün  (şimdiki Kız Meslek Lisesi’nin ) arkası  değişikliğe ait binanın kitabesinin resmi,  II. Abdülhamit devrinde
 tamamen bahçe idi ve o Enstitü’nün simetriğine  ev yapılması için
 greyderle düzeltmeler yapıldığı sırada bir kaç yılan ortaya çıkmıştı..
 Yılanları  gören  biz  çocukların,  “n’olur-n’olmaz”  diye  greyderden
 uzak durmaya çalıştığımızı  hatırlıyorum. O  bahçe anne tarafından
 akrabalarımızdan  birine  ait  olmalıydı  ki,    daha  sonra  o  köşeye
 yapılan ve henüz bir kaç yıl öncesine kadar,  kırmızı tuğladan sıvasız
 yapılmış  duvarı  ile  dikkati  çeken  “Esat”ların  evine  misafir  git-
 tiğimizde o yılanlardan bahsetmiş ve yarı-şaka olarak: Evde, şimdi
 de o zamandan kalma yılanlar var mı ki, diye lafını etmiştik.
 Şimdiki Salih Avgın Paşa İlkokulu henüz yokken, Örnekevler
 kurulmadan  da  önce  o  bölgede,  Namazgah  denilen  çayır  örtülü,
 etrafı  oldukça  alçak  duvarla  çevrili  bir  yer  vardı  ve  babaannem
 orada    sefere çıkan askerlerle halkın birlikte "seferberlik namazı”
 kıldıklarını  söylerdi.  O  Namazgah’ta  o  gün  için  bana  çok  cüsseli
 gözüken, terkedilmiş hantal bir makina aksamı vardı.. Yakınında da
 hurdaya çıkmış, terkedilmiş  bir karosersiz kamyon artığı dururdu.
 Ta o zamanlarda makineye karşı zaafımdan olsa gerek, oyun bahane-
 si ile evden ayrıldığımda o hurdalardan civata, yay, tel falan söküp,
 birşeyler yapmak için can attığımı  hiç unutmuyorum..
                     *  Hacıkılıç  Camii’nin  minaresi  yanında
                  bulunan Hüseyin Bey’in mezarı ve kitâbeleri       Fotg. 28.4,2010 HSB























 PDF created with pdfFactory Pro trial version www.pdffactory.com
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14