Page 89 - İbrahim Tennuri
P. 89

İbrahim Tennûri | hayatı ve eserleri
                             G ülzâr-ı M a ’ ne vî ’ nin Te ’lif Sebebi
               Göynük’te Akşemseddin’in tacir bir komşusu var idi. O tacirin üç oğlu ve bir kızı
            var idi. O kimse bir gün oğullarını dua ve himmet istemek üzere şeyhe götürdü. Şeyh
            bunlara nazar edip mürakebeye vardı. Başını kaldırdı:
               — Büyüğünü ticarete ve iki küçüğünü okumaya işaret eyledi.
               O ticarete işaret ettiği çocuk çok zengin oldu. Hindistan’a ticarete gitti ve orada
            vefat ettti.
               Okumaya işaret edilen birinci çocuk okudu. Alim, kâmil, fazıl ve zahid oldu. Bursa
            Orhaniye Camiinde kırk yıl imamlık yaptıktan sonra Göynük’te vefat etti. İsmi Mev-
            lânâ Muharrem Efendi’dir.
               Küçük çocuk ki ismi Seferşâh idi. Bütün zahîri ilimleri bitirdikten sonra felsefe ve
            kelâm ilimlerine meyletti.
               İstanbul’da kendi gibi dokuz arkadaş ile dostluk kurdu. Alim olmalarına rağmen
            bazı ilmi hakikatleri inkar ederek toplumu rahatsız ederek kötü yola düştüler ve toplum
            içinde “Aşere-i Muhabbese” “On kötüler” ismiyle meşhur oldular. Cuma günü halk
            camiye girince bunlar meyhaneye gider, sarhoş olurlar. Sarhoş olduktan sonra birisi öne
            çıkar, şeriata uygun olmayan sözler söyleyerek alay etmeye başlarlarmış. Daha birçok
            olaylarla beraber durumları Fatih Sultân Mehmed Han’a anlatılınca Fatih bunların
            yakalanmasını emretti. Padişâhın korkusundan bunların her biri bir tarafa kaçtılar.
               İşte onlardan biri olan Seferşâh mukaddes topraklara kaçmış ve orada kaldığı
            müddetçe de mukaddes yerleri ziyaret ederek kusur ve günahlarının affı için Allah-ü
            Te’alaya yalvarmış, Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve yardımı irişerek yolunu düzeltmiş; nihayet
            Anadolu’ya gelerek Akşemseddin’e intisap edip mürid olmak istemişti. O sıralarda
            Akşemseddin gayet ihtiyarlamış olduğundan Seferşâh’a:

               — Kayseri’de halifemiz Şeyh İbrahim, seni irşad eylesin! buyurmuş ve “Şu özellikte
            bir kitap te’lif eylesin! demiştir.

               Seferşâh da Akşemseddin’in emrine uyarak Kayseri’ye giderken Ankara’ya uğramış,
            İbrahim Tennûri’ye hediye olmak üzere bir yüzü yün bir yüzü kutnu (karife), iki yüzü
            de giyilebilen bir kaftan diktirmiştir.
               İki yüzlü cübbenin taşıdığı manaya göre, Akşemseddin şeyh İbrahim’e; bu cübbenin
            iki yüzlü olduğu gibi te’lif edeceği kitabın da hem hakiki ve hem de mecazi manaları
            ifade eden iki yönlü yazılmasını işaret etmiştir.
               Seferşâh der ki: “Ben kendi gönlümden”



                                                                                    89
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94