Page 282 - ibrahim_tennuri_gulseni_niyaz
P. 282

Prof. Dr. Muhittin Bağçeci | Dr. Rasim Deniz  | Şeyh İbrahim Tennûrî ve Gülşen-i Niyâz


             alîl                   :kör, kötürüm, hasta, sakat.
             âlim                   :bilen, bilgili.
             alîm                   :çok bilen, Tanrı’nın sıfatı.
             âm                     :genel, umûmi.
             ana                    :ona.
             anber                  :bir balığın midesinden çıkarılan güzel kokulu madde.
             anberîn                :güzel kokulu.
             anka                   :ismi olup, cismi olmayan kuş, Anka kuşu.
             âr                     :utanma.
             ârâm                   :rahatlık, durma, eğlenme, dinlenme, yerleşme.
             ârız                   :gelen, vak’a, görmeye mani her şey.
             âriyet                 :emanet, ödünç.
             ârî                    :çıplak, hür.
             arız                   :yanak.
             atâlar                 :vergiler
             artuk                  :fazla, çok
             arkun                  :yavaş, ağır, sakin.
             âsân                   :kolay.
             asel                   :bal.
             âsâr                   :eserler.
             assı                   :fayda.
             asıllı                 :soylu.
             asılısın               :faydalanan, yararlanan.
             astân                  :eşik.
             aş                     :pişmiş yemek.
             âşufte                 :çıldırırcasına sevme, kendinden geçme.
             atâ                    :bağışlama, bahşiş, ihsan.
             atlâs                  :üstü ipek altı pamuk kumaş, harita kitabı.
             attar                  :koku, kokulu şeyler satan.
             avz                    :sığınma, sığınak.
             avâz                   :ses, yüksek ses, bağırma.


            282
   277   278   279   280   281   282   283   284   285   286   287