Page 204 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 204

204  Onuncu Bölüm









                                  ONUNCU BÖLÜM
             KAYSERİ’DE EĞİTİM, SAĞLIK YAPILAŞMASI VE GELİŞİMİ



             Kayseri’de eğitim ve sağlık yapısı olarak kabul edilebilecek günümüze ulaş-
          mış, en eski tarihli yapı Aziz Basillius tarafından 4. Yüzyılda yapılan içerisinde
          kilisesi, sarayı, kütüphanesi, misafirhanesi ve hastanesi bulunan sitedir. Bu site
          ile birlikte şehir Erciyes’in yamaçlarından ovaya doğru yayılmaya başlamıştır.
          Sözü edilen sitenin kalıntıları halen Eskişehir Bölgesinde tarihin akışı ile olan
          mücadelesini sürdürmektedir.
             Kayseri kentinin bugünkü imarını etkileyen ve varlığını sürdüren önemli eği-
          tim ve sağlık yapılarının başında medreseler gelmektedir.
             1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapılarını açan Türkler kısa bir süre
          içerisinde Ortaçağ Anadolusu’nda yerleşik bir medeniyet kurmuşlardı. Selçuklu
          Türkleri devamlı bir askeri ve siyasi mücadele içinde bulunmalarına rağmen yeni
          yurtlarında sosyal ve ekonomik bir düzen kurmayı başarmışlar, Anadolu’nun her
          yerinde imar faaliyetine geçmişlerdi. Selçuklular’ın ilme ve eğitime verdikleri
          önem, hâkimiyetleri altında bulanan topraklarda inşa ettikleri muhteşem medrese
          yapıları ve bu medreselerin işletilmesi ve bakımı için tesis edilen vakfiyelerle
          açıkça ortaya çıkar.
             Bir eğitim kuruluşu olarak medrese sisteminin mazisi 1071 yılından daha
          gerilere gider. Ancak X. ve XI. Yüzyıllara ait medrese yapısı hemen hiç kalma-
          mıştır. Mevcut yapılar XII. Yüzyıl ve daha sonralarına aittir.
             Anadolu’da  bugün  mevcudiyetini  bildiğimiz  en  eski  medreseler  de  XII.
          Yüzyılın ortalarında yapılmışlardır. Diğer yapı tiplerinde olduğu gibi medrese
          mimarisi de Anadolu’da İslam dünyasının diğer yerlerinden farklı bir gelişme
          göstermiş, kendine has bir stil ortaya çıkarmıştır.

             Genellikle avlulu ve avlusu kubbe ile örtülü iki tip halinde gelişen Anadolu
          medrese mimarisinde merkezi kubbeli medrese, üzerinde özellikle durulması ge-
          reken bir mimari türüdür.

             İslamiyet’te cami, ibadet yeri olmak yanında bir eğitim binası olarak da kul-
          lanılmıştır. Camilerde hoca bir sütun önünde ya da bir köşede öğrencilerini etra-
          fına toplar ders verirdi. Cami okullarında eğitim dini olmakla beraber, diğer ko-
   199   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209