Page 205 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 205

Kayseri’nin İmarı ve Mekânsal Gelişimi  205

            nularda ele alınır, öğrenciler genellikle geçlerden teşekkül eder, fakat arzu eden
            herhangi bir kimse halkaya katılarak dersi dinleyebilirdi.

                “Ders” fiilinden üretilmiş ve “ders verilen bina” veya “yüksek okul” anla-
            mına gelen medrese cami okullarından sonra ortaya çıkmıştır.  Fakat medresenin
            mevcudiyeti cami okullarında yapılan öğretim faaliyetine son vermemiştir. Cami
            ve medrese çoğu zaman bir külliye içerisinde birlikte inşa edilmiş ve her ikisinde
            de öğretim faaliyeti birbirine paralel olarak devam etmiştir. 63
                Anadolu’daki medreselerin en seçkin örnekleri Kayseri’dedir. Mimari özel-
            likleri ve şehrin oluşumuna etkileri açısından önemli konumdakilerden bahsedil-
            mesi gerekir.

                Gülük Medresesi
                Kayseri merkez, Melikgazi ilçesi, Güllük Mahallesi’nde bulunmaktadır.
                Plan ve mimari özellikler bakımından, düzgün olmayan dikdörtgen şeklinde-
            ki yapı, doğu bölümündeki cami ve batısındaki medrese ile bir bütünlük gösterir.
            Bu yapı hemen kuzeyinde yer alan ve Kadı Mehmet Efendi tarafından yaptırılan
            hamam ile birlikte bir külliye teşkil eder.
                Kayseri’deki  benzer  özellikler  ve  kitabelerden  çıkarılan  sonuca  göre  XII.
            Yüzyılın ilk yarısında yapı, Danişmentliler döneminde yapılmış, XIII. Yüzyılın
            başında da şimdiki şeklini almıştır.

                Yapının orijinal planı hakkında farklı görüşler ileri sürülmekle birlikte, iki
            katlı medresenin camiden ayrılmaya başlayan Anadoluda’ki ilk örneklerinden ol-
            duğu söylenebilir.

                Hoca Hasan Medresesi
                Kayseri merkez, Kocasinan ilçesi, Hacısaki Mahallesi’ndedir.
                Kitabesine göre 1193 tarihinde Kayseri Emiri Nureddin Sultanşah’ın veziri
            Hoca Hasan tarafından yaptırılmıştır.
                Yapının büyük bir bölümü yok olmuştur. Mevcut kalıntılar dikkate alındı-
            ğında  muhtemelen  kuzey-güney  istikametinde  uzanan  dikdörtgen  şeklinde  bir
            medrese olarak düşünülmektedir.
                Günümüzde harap vaziyette de olsa ayakta kalabilen medrese hücrelerinin
            bazıları kuzey-güney, bazıları doğu-batı istikametinde sivri beşik tonozlarla örtü-
            lü olduğu görülmektedir.
                Medresenin yanında günümüze gelemeyen bir türbesinin olduğu, medresenin


            63  Aptullah Kuran, Anadolu Medreselerî, Ankara-1969.
   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210