Page 391 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 391

[862] 382 / GÖÇ                    KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹










                       DR. HIFZI NURİ’NİN KAYSERİ SANCAĞI RİSALESİ’NDEN



             Kılık ve Kıyafet
             Şehir ahalisinin giyinme şekli; İstanbul’la pek münasebetdâr, büyük tüccarların ekserisi mevsimine göre ceket,
             yelek, pantolon, palto, fes giyerler. Tüccarların bir kısmı ile esnaf şalvar, (pantolon biraz geniş olmak üzere) ce-
             ket, yelek, palto ve fes üzerine abani, bellerine yün veya şal kuşak sararlar. Birkısım esnafın [ise] palto yerine
             yerli dokuması (abâ) tabir ettikleri elbiseyi giyerler.
             Esnaf çırakları ile pek aşağı sınıf, yerli bezinden ma’mul şalvarımsı don ve üzerine aynı bezden mamul gömlek,

             keçe külah üzerine (yapık) tabir ettikleri yazma yemeni sararlar.
             İlmiye Sınıfı
             Elfî şalvar, şal kuşak, önü açık kavuşturma mintan, cübbe, fes üzerine beyaz veya yeşil sarık sararlar.
             Köylüler
             Yaz mevsiminde üç etekli entari üzerine yerli beyaz bezden ma’mul (Ak) tabir ettikleri cekete benzeyen bir elbi-
             se, kışın şalvar, ekserisi yerli ma’mülattan pamuklu mintan ve aba giyerler. İhtiyarları, başlarına fes üzerine yeşil
             beyaz sarık (Hoca olmak şart değildir.), gençleri fes veya keçe külah üzerine âbânî veya yazma yemeni yapık

             sararlar.
             Şehir Kadınları
             Bir kısım kadınlar, servetlerine göre şal, ipekli basma, pazen vesaire gibi kumaşlardan ma’mûl gögsü kapalı,
             parmak yakalı, kolları uzun ve tasmalı, düz veya robalı uzun entari giyerler ve bellerine şal veya dokuma kuşak
             bağlarlar. Genç ve ihtiyar başlarına yazma yemeni, yazma baş örtü ve tülbent örterler ve bunları muskalayıp
             gelişigüzel başları üzerine atarlar. Bir uçları aşağı sarkar, kışın üzerine boy hırkaları, ayaklarına iskarpin, mes
             giyerler.
             Tesettüre riayetleri olup, sokakta yerli çarşafı örtünürler ise de seferberlikten sonra yabancılarla çok görüşmele-
             ri dolayısıyla içlerinde şık çarşaflar ve moda kostümler giyenler çoğalmıştır.

             Bir kısım kadınlar ise; eski giyim tarzını muhafaza etmektedirler. Ve gençleri başlarına “tepelik” tabir ettikleri
             kadife veya ipekli kumaştan mamûl ufak bir fes şeklindeki hotuz gibi şeyi, servetinin derecesine göre meskukât
             [altın cinsinden veya eski gümüş paralar] ile donatırlar. İnci ve her nevi tezyinât ile süslerler. İhtiyarlar ise; yapık
             örterler. Elbiseleri yukarıda vasıflandırıldığı gibidir. Köylü kadınları, servetine göre, her nevi kumaştan mamûl,
             üç başlı entari, başlarına yazma yemeni, yapık “Börki” tabir ettikleri beyaz tülbent örterler. Bunlarda da başlarına
             “tepelik”, “fes” koymak adeti vardır. Bazı köylü kadınları yerli bezinden mâmûl, beyaz veya boyalı geniş don ve
             üzerine aynı kumaştan “camedân” [Hırka] giyerler.









             Kaynakça: Dr. Hıfzı Nuri Kayseri Sancağı 1922, (Sadeleştiren: Zübeyir Kars), Kayseri-1995 S. 17-18.
   386   387   388   389   390   391   392   393   394   395   396