Page 56 - İbrahim Tennuri
P. 56
Dr. Mustafa Fidan
11. Beyân-ı Rumâz-ı Nây-ı Ma’nevî (920-969)
Şair, somut maddelere soyut anlamlar yükleyerek ilahi sırları açıklamaya ve gizli
isimlerin varlığını sezdirmeye çalışıyor. Evliyânın gizlilikleri ilahi şerbet ile mest
olmaktır. Yapılan bütün alçaklıklar, hatalar ve günahlar tevbe suyuyla yıkanıp Hakkın
rahmetini istemekle erişilen noktadır.
Ilâhî sen bizi kurtar tuzaktan
Çü gördük anladuk bâtıl-ı hakdan
Bizüm derdümüze dermânumuz yok
Kaçub kurtulmağa fermânumuz yok
Niyâzı âşıkun oldur niyâzı
Ki sensin her bir işün kâr u sâzı
Bizi dünya tuzağından üzesin
Tapun kulluğına lâyık düzesin
12. Beyân-ı Rumûz-ı Def-i Ma’nevî (970-1048)
Tasavvufi anlayışta def çalınarak sema’ya girilir. Allah’ı zikre başlanır. Zikirle
kalpler Allah’a döner ve onun sevgisiyle coşup taşar. Kendini bilenler ve Allah’ın
aşkıyla coşanlar kurtuluşa, kendini bilmeyenler ve Allah’ı anmaktan uzak olanlar
ise hüsrana uğrarlar. Şair, bu bölümde bunu dile getirmektedir. Ayrıca Mevlânâ’nın
Tennûri üzerindeki etkisi bu bölümde açıkça görülür.
O ışk ile çü darb urdı bu deffâf
Semâ’a girdi dün gün kâf ü tâ kâf
O mutrib cünbişidür âsumânun
Ki andan görinür raks-ı cihânun
Şular kim bulmadı son demde imân
Olarun derdine irmedi dermân
13. Beyân-ı Rumûz-ı Evliyâ fi Kutta’i’t-Tarîk (1048-1088)
Haram yola düşenler ve haram olan işleri yapanlar kimseler cehennemle ceza-
landırılacaklardır. Bundan dolayı haramdan uzak kalmak yapılan yanlışlardan tevbe
56