Page 349 - kappadokia_kralligi
P. 349
İ- ROMA-BİZANS KAYSERİ’SİNDEN GÜNÜMÜZE GELEBİLEN ESERLER
İç kale Osmanlı döneminde önceleri askerî garnizon olarak kullanılmaya
başlamış idi. Mesela; XVI. yüzyıl da burada 1 dizdar, 1 kale kethüdası ve
96 adette muhafız bulunduğunu kayıtlar göstermektedir. Arslanlı Kapı’dan
girilince tahıl arabaları, darı, buğday, pirinç, peksimet ve akçelerin burada
olduğunu Evliya Çelebi belirtmektedir.
Daha sonra kale içinde Kale Mahallesi oluşmuş, 1915 yılında bu mahalle
boşaltılarak kale içi tekrar garnizon ve idarî merkez olarak kullanılmaya
başlamıştır. Cumhuriyet döneminde büyük oranda sebze, meyve satıcıları
olmak üzere Pazar yeri olarak kullanılmış, daha sonra kuyumcular çarşısı
olmuş, günümüzde ise tamamen boşaltılarak müze haline getirilmeye çalı-
şılmaktadır.
2-Battalaltı’nda içinde su künkleri seçilebilen hamam kalıntısı .
37
3-Yine aynı yerin kuzey doğusunda Basil-Manastır külliyesi (Aziz Basileios
Külliyesi) olduğu tahmin edilen kemerli Roma yapıları.
4- Bugünkü şehrin park olarak kullanılan bölgesinde ve bu bölgenin
çevresindeki alçak tepelerde stadion, amfityatr ve tapınaklar olduğu iddia
edilen düzgün teraslanmış, yarım elips şeklinde sahalar ve bina kalıntıları.
Buralardaki kayaların çatlaklarından sıcak buhar çıkmaktadır. Hemen
yakınındaki tonozlu kalıntılarının hamam olması muhtemeldir.
5- Şehir sur duvarları. Şehir surlarının Roma çağında Gordianus III. tara-
fından MS 238-244 yaptırtıldığı sikkelerindeki Entixion (Sur) yazılarından
anlaşılmaktadır.
6- Justinianus surları (iki katlı)
7- Surların Demirkapı mevkiinde sur duvarı olarak yararlanılmış bir
Roma mezarı.
8- İstasyon Caddesi’nde Sahibiye Medresesi’nin kuzeyinde volkanik (Siyah
bazalt) taştan yapılmış tipik bir Roma mezarı. Bu mezarın Anadolu’da şüp-
heli bir şekilde ölmüş bulunan Roma İmparatoru Gordianus III’e ait olması
ihtimali vardır. 1956 yılında ortaya çıkarılarak restore edilmiştir. Dikdörtgen
plânlı ve iki yüzü alınlıklıdır. İçinden çıkarılan İslâmi mezar taşları buranın
sonradan Selçuklu türbesi olarak kullanıldığını göstermektedir. 1317-1318
tarihinde vefat etmiş bulunan Mesut ve Ayşe Hatun’un mezar taşları vardır.
37 Zekeriya el-Kazvini, Asar’ü-Bilad, Beyrut 1960, s. 553-554 Yakut, Mu’cemü’l-Buldan,
Yayınlayan; F. Wüstenfeld, Leipzig 1869, IV, s. 214
349