Page 250 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 250
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ HÜS / 241 [1201]
HÜSEYİN HASİB BEY (HACI) Te’âla’llâh zihî tevfîk-i Bârî lutf-ı
Nâzır, muhasebeci (?, 1766 – İstanbul, Rahmânî
1824). Kayserili Salih Paşa*’nın oğludur. Ki buldı müstehakkın taht-ı âlî baht-ı
Mektûbî-i Sadarette göreve başladı. ‘Osmânî
Hacegânlık görevini üstlendi. 1802’de
Anadolu muhasebeciliği görevine getiril- matla’lı “Cülûsiyye”sinden hareketle o
di. 1809’da Cizye muhasebeciliğine atan- devrin ileri gelen şairlerinden olduğu id-
dı. 1812’de Baruthane ve Humbarahane diasında bulunur ve bir kısım hatıraların-
Nazırlığı yaptı. 1819’da Harameyn muha- dan da, sözü geçer, mevki sahibi bir
sebecisi oldu. 1824’te Eyüp’te defnedildi. kimse olduğunun anlaşıldığını ifade eder.
Başarılı bir şair olduğu belirtilen
Kaynakça: M. Süreyya, SO , C 3, s. 709. Hüsnî’nin birkaç parça şiirini aşağıya alı-
2
YAYIN KURULU
yoruz:
HÜSNÎ
Âlim, şair, kadı (Kayseri, 1688 – Kayseri, Hakîkatde cihânın izz ü câhı zıll-ı zâ’ildir
1776). Ahmet Emin Güven*’in verdiği Ana dil-beste olmaz lâ-cerem her kim ki
bilgilere göre, asıl adı Abdullah olan âkildir
Hüsnî Efendi, Kayseri’nin tanınmış ve
köklü ailelerinden Hacı Ali Efendi ismin- Emel ser-riştesine rabt-ı kalb itmek
de bir zatın oğludur. Resmî kayıtlardaki hamâkatdir
bilgilere göre, bulunduğu görevlerden de Bu fikri âkil etmez hak söze mecnun da
anlaşıldığı üzere, Kayseri’de doğduğu ve kâ’ildir
yaşadığı anlaşılmaktadır. Zamanının
şartlarına göre mükemmel bir tahsil gör-
dü. Devlet memuriyetini tercih ederek Nola hükmünü kılsa âleme kevn ü fesâd
Kayseri Mahkeme-i Şer’iyesinde ilk göre- icrâ
vine başladı. Zamanla mahkeme başkâ- Ki zîrâ sadr-ı şer’i zabt eden şimdi
tipliğine kadar yükseldi. Askerî Kassami esâfildir
Kâtipliği uhdesine verildi. Develi kazası
kadılığı ve İbrahim Arabî yerine Kayseri Gulâm almağa şöhret satmak isterken
kadı vekilliğinde bulundu. Hüsnî Efendi dil-i nâkâm
ömrünün son on yılını, Necibzâde Ah- Esîr olmak varup bir zeng-i bed-âbıla
med Lebib Efendi ile aralarındaki müşkildir
başkâtiplik çekişmesi ile geçirdi. Bu du-
rumdan duyduğu derin üzüntüyü, padi-
şah Abdülhamid Han ile şeyhülislam Aceb nîreng olunmuş hüsni-i âşüfte
Dürrizâde Mustafa Efendi’ye birer man- sâmâne
zum mektup yazarak arz etti. Padişahın Alan Mikdâd’dan dâdın anın hakkâ ki
gönderdiği bir fermanla görevine iade âdildir
edildi ve ömrünün sonuna dek bu görev-
de kaldı. Hakem nasbetmeğe mâ-beyniniz faslâ
Râgıb Bey Mecmuası’nda belirtildiğine efendinle
göre Hüsnî Efendi, âlim, şair, edib, fazıl Senin bî-çâre Hüsnî bir sadîkın var ki
ve irfan sahibi bir kimse olarak Kayse-
ri’de ün kazanmış, hatta çocukları ve to- Âdildir
runları iki nesil boyunca “Hüsnî Efendi- Kaynakça: Naci Kum, “Kayseri Hakkında
zâdeler” olarak anılmıştır. Hüsnî hakkın- Notlar, Vesikalar III”, Erciyes (Kayseri Halkevi
Dergisi), C V, S 53 (Haziran 1947), s. 9; Güven,
da neşrettiği şiirlerden hareketle bilgiler Kayseri’de Mecmualar, s. 37-48; Köksal, KDŞ,
veren Nâci Kum*, Hüsnî’nin I. s. 110-112.
Abdülhamid’in tahta çıkışı için yazdığı: ATABEY KILIÇ