Page 30 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 30
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ KAV / 21 [1461]
istimlakinin gerçekleştirilip beden terbi- de sabah yatağından her kalkan Erciyes’i
yesine tahsisidir. görür; aşka gelir, şevke gelir.” demiştir.
Kayseri Sanayi Bölgesi’nin (Eski Sanayi) Tarih, kültür ve sanat faaliyetlerini yakın-
inşa edilmesi ve sanayinin burada oluştu- dan takip eden Kavuncu, 1954’te Albert
rulması (1950-1954 ) konusunda da kendi Gabriel*’in Ahmet Akif Tütenk’in tercü-
zamanından en az elli yıl ileriyi gördüğü- me ettiği Kayseri Türk Anıtları isimli
nü söyleyebiliriz. 1950’lerde birçok esnaf tarih kitabının basılmasını sağladı. Bu
ve sanayicinin sanayi bölgesinin şehrin kitap, Kayseri’deki Selçuklu ve Osmanlı
dışında olduğu ve sanayi işletmelerinin eserlerini anlatan önemli bir eserdir.
işlemeyeceği yollu sızlanmalarına rağ- 1957 seçimleri öncesinde Adnan Mende-
men inşa edilen sanayi bölgesi, iş yerleri res Kayseri’yi ziyaret etmiş ve Merkez
o günden bu yana Kayseri’ye hizmet Lokantası'nın balkonundan halka hitap
eden ve pek çok müteşebbisin ve ustanın etmişti. Halka, “Kavuncu! Kavuncu!”
yetişmesini sağlayan adeta bir okul diye tezahürat yaptırmıştı. Halkın karşı-
olmuştur. Kayserili sanayicilerin yeni sında konuşmaktan çekinen Kavuncu bir
yapılan sanayi bölgesine naklini mecburi köşeye sinmiş, tezahüratın dinmesini
tutmuş ve sonunda kredi sağlanması beklemiştir. Ancak Menderes onu kucak-
konusunda da bir oyun oynayarak o layıp balkona çıkarmış, koskoca meydan
zamanki Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a, dünyada eşine az rastlanır bir şekilde
anlaştığı bazı sanayiciler aracılığıyla ken- alkış tufanıyla inlerken rahmetli Mende-
disini şikâyet ettirmiştir. Sanayiciler Celal res onu halka takdim etmiştir.
Bayar’a belediyenin kendilerini sanayi Osman Kavuncu’nun çeşitli konu ve
bölgesine taşınmaya mecbur ettiğini zamanlarda söylediği kendine özgü bir
ancak para olmadığını söyleyince Celal ifadesi vardır; “nazik mesele”. O, toplum
Bayar başkana dönerek, “Başkanım, ne önünde konuşulması mahzurlu olan bir
dersin bu şikâyetler hakkında?” diye konu için “nazik mesele” tabirini kulla-
sordu. Kavuncu, “Efendim, emrediniz, nırdı. Ancak bu tutumundan onun bir
T.C. Emlak ve Kredi Bankası bu insanla- konuyu tartışmaktan kaçındığı anlamı
ra beş yılda geri ödemeli kredi çıkarsın.” çıkarılmamalıdır. O, evini yıkacağı insan-
demişti. Aynen onun söylediği gibi yapıl- ların gönlünü alarak evlerini boşalttırırdı.
dı; esnaf ve sanayici, kolay ödeme Baba ocağından ayrılacak insanların
imkânlarıyla iş yerlerine sahip oldu. gönül rızalarıyla evlerini boşaltmaları
Osman Kavuncu’nun bir özelliği de onun için nazik bir meseleydi. Mahsulün
musikiye olan ilgisidir. Kayseri’nin ken- kıt olduğu bir zamanda, Kayseri’ye ancak
dine özgü tatlı nağmelerini, türkülerini birkaç gün yetecek kadar unun olduğu-
sazı ve sözü ile en iyi icra edenlerden nun kimse tarafından bilinmemesini sağ-
biriydi. Nitekim TRT Radyosunun “Yurt- lamak onun için nazik bir meseleydi. Tek
tan Sesler” programını yöneten Muzaffer Parti Devri'nde devletin resmî arabasıyla
Sarısözen ile tanışıp Kayseri türkülerinin
radyo repertuvarına alınmasını sağladı.
Bugün, Türkiye çapında dinlenen birçok
Kayseri türküsünü Osman Kavuncu der-
lemiştir. Kayserili saz üstadı Emmi* için
ömrü boyunca çaba sarf etmiştir. Hatta
Yassıada’da verilen cezayı çekmek için
geldiği Kayseri Cezaevi’nden tahliye
olduğunda Emmi’yi ekonomik olarak
desteklemek için bir gece tertibi için öna-
yak oldu. Kayseri âşığı bir insan olan
Osman Kavuncu, Gazeteci Ahmed Emin
Yalman’ın, “İstanbul’da sabah yatağın-
dan her kalkan karşısında denizi görür.” Osman Kavuncu Yassıada mahkemesi sonrası Kayseri Cezaevi’nde-1961
diyerek övünmesi üzerine, “Kayseri’de (Karakaya, Anımsamalar)