Page 400 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 400

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                          GÖM / 391 [871]


           profilli silme kuşağını oluşturan iki parça   nen, önünde dükkânları ve tartı yeri olan
           blok  taş  hakkında  bazı  tereddütlerimiz   Yeni  Han’ın  tamamı,  bahsedilen  hanın
           vardır. Bu tereddütlerimiz gerek saçağın   kapısı  yakınında  bir  dükkân,  Hallaçlar
           batı  yönde  0,22  m  içeriden  başlaması,   (pamukatan) Çarşısı’nda bir dükkân, ka-
           gerekse profilli silmenin ön cephede dö-  yıtları  bulunmaktadır.  Görüldüğü  gibi
           nüş  yapmış  olduğu  halde  aşağıya  kadar   vakfiyede  han  “Yeni  Han”  olarak  geç-
           inmemiş olması, saçağı oluşturan iki par-  mektedir. İçerisinde daha çok deri ile il-
           ça blok taşın, bir onarım sırasında konul-  gili işler yapıldığından han, deri hanı an-
           duğu düşüncesini akla getirmektedir.  lamında “Gön Hanı” ismini almıştır. Pir
           Gömleksiz Çeşme’nin sivri kemeri; Gav-  Mehmed  Paşa  Osmanlı  tarihinin  büyük
           remoğlu (1508), Çakaloz (1582) ve Çu-  vezirlerinden biridir. Türk asıllı olup Ce-
           kurlu  (XVI.  yüzyıl  sonları,  XVII.  yüzyıl   maleddin  Aksarayi  soyundandır.  Meh-
           başları)  çeşmelerinin  kemerleri  ile  kıs-  med  Paşa,  Yavuz  Sultan  Selim’in  son,
           men  benzerlik  arz  eder.  Bu  örnekleri   Kanuni  Sultan  Selim’in  de  ilk  veziridir.
           dikkate alarak Gömleksiz Çeşme’nin de   1518’de vezir-i âzam olmuş, 1522’de Ka-
           muhtemelen  XVI.  yüzyılın  sonlarına   nuni  tarafından  emekliliğe  sevkedilmiş-
           doğru  inşa  edilmiş  olabileceğini  düşün-  tir. Dokuz buçuk yıl bu şekilde yaşadıktan
           mekteyiz.                           sonra  1532’de  devşirme  vezirlerin  düş-
           Kaynakça:    Denktaş,  Su  Yapıları,  s.49-52;   manlığı  ile  zehirlenerek  hayatı  son  bul-
           Denktaş, KYA, s. 176-179; İ. Hilmi Tanışık, İstan-  muştur.
           bul Çeşmeleri, İstanbul, 1945, C. II, s. 326, 332,
           338;  M.  Münir  Aktepe,  “Matbah  Emini  Halil   Kaynakça: Mehmet Çayırdağ , “Kayseri Kapalı
           Efendi’ye Dair Bazı Notlar”, İÜEFTD, İstanbul,   Çarşısı”,  Türk  Dünyası  Araştırmaları  Dergisi,
           1960, C. XI, s. 15, 65; Ömer Yörükoğlu, Kayseri   İstanbul 2006, s. 161; Mehmet Süreyya, Sicil-i
           Çeşmeleri, Kayseri, 1987, s. 28; A. Nazif, Meşâ-  Osmanî,  (çev,  Seyit  Ali  Kahraman),  İstanbul
           hir  (Diriöz’ler),s.  38-  45;  Mehmet  Karagöz,   1996, C.IV; İsmail Hami Danişmend, İzahlı Os-
           XVIII. Asrın Başlarında Kayseri (1700-1730),   manlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul 1971, C. II, 5;
           (EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü- Basılmamış Dok-  İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. II.
           tora Tezi), Kayseri, 1993, s. 120.  Ankara 1998.
                             MUSTAFA DENKTAŞ                     MEHMET ÇAYIRDAĞ

          GÖN HANI                            GÖNCÜZADE KÂSIM EFENDİ
           Yavuz  Sultan  Selim  ve  Kanuni  Sultan   Âlim  (1761–Kayseri, 1842). Babası Gön-
           Süleyman  zamanının  vezir-i  âzamların-  cüzade Mehmed Efendi’dir. İlk tahsilden
           dan  Pir  Mehmed  Paşa’nın  Kayseri’de   sonra bir müddet Ankaralı Sarı Abdullah
           yaptırdığı  han.  Kapalı  Çarşı  içerisinde   Efendi  ile  Akşehirli  Osman  Efendi’nin
           Vezir  Hanı,  Uzun  Çarşı  ve  Urgancılar   derslerine devam etti. Daha sonra büyük
           Çarşısı  arasında  yer  alan  ve  bugün  çok   âlim  Ebu  Said  Mehmed  Hâdimîzade
           harap  halde  olan  hanın  kalıntılarından   Mehmed  Emin  Efendi’nin  sohbetlerine
           iki katlı olduğu anlaşılmaktadır. Orijinal   katıldı.  Uzun  yıllar  onun  derslerine  ve
           girişi ve kapısı hâlen mevcuttur. Binanın   hizmetine  devam  ederek  1797’de  icazet
           bir  kısmının  üzerine  sonradan  Güngör-  aldı. Hocasının isteği üzerine Kayseri’de
           mez Minareli Mescidi*  yapılmıştır. Ha-  ilim  öğretmeye  başlayınca,  ders  halkası
           len evladı elinde idare edilen mülhak bir   bir anda yüzlerce talebeyle doldu ve şöh-
           vakıf olan hanın şahıslara geçmiş kısım-  reti  kısa  bir  süre  içinde  bütün  Anadolu
           larının kamulaştırılarak restore edilmesi   şehirlerine yayıldı. Âlimler arasında “Kâ-
           gerekmektedir. Pir Mehmed Paşa Vakıf-  sım-ı Allâme” unvanıyla şöhret kazandı.
           lar Genel Müdürlüğü arşivinde 1991 nu-  Şeyh İbrahim Tennûrî Camii’nin şeyhlik
           maralı  defterin  165.  sayfasında  kayıtlı   kürsüsüyle  hatiplik  vazifesinin  kendine
           bulunan H 927 (M 1521) tarihli vakfiyesi-  verilmesinin  ardından  bütün  vakitlerini
           nin Kayseri ile ilgili kısmında; Kayseri’-  bazen  camide,  bazen  de  caminin  karşı-
           deki vakıflar ile ilgili olarak;    sında  bulunan  evinde  İslam’ı  anlatmak,
           Kayseri’de hududu ahali tarafından bili-  ilim  öğretmek,  vaaz  ve  nasihat  etmekle
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405