Page 237 - kayseri-medeniyetlerin-besigi
P. 237
tariHi eserler | cami–i keBir
hIstorIcal artIfacts | camI–I KeBIr 237
CAMI–I KEBIR
Ulu Camii, Sultan Camii
Kadim çağlardan beri bir çok tarihi hadiselere sahne olmuş olan
Kayseri, eski eserler bakımından da önemlidir. XIX. yüzyılda şehre
gelen Batılı seyyahlar, şehirdeki eski eserler hakkında bilgi vermişlerdir.
Ancak seyyahların eserlerinde, İslâmi döneme ait eserler hakkında
eksik veya hatalı bilgiler vardır. Adı geçen eserler, ilk defa Halil Ethem
Bey tarafından ele alınarak, kısaca tasvir edilmiş, arkeoloji ve mimarlık
bilimi açısından incelenmesi, ancak yakın zamanlarda Albert Gabriel
tarafından olmuştur. Kayseri’deki bugün ayakta kalan eserlerin hemen
hemen tamamı, Türk hakimiyeti zamanından kalmadır. Türk Devri
eserleri özellikle XII.–XII. yüzyıllarda Danişmendliler ve Selçuklular
zamanında inşa edilmiş olup, Osmanlı Dönemi'nde ise, bu binalara
ilaveler yapılmıştır. Bu tarihi binaların çoğu, tahribat ve bakımsızlık-
tan dolayı harabe halini almış, bazıları tamamen yok olmuş, bazıları
da acemice yapılan tamiratlarla orijinalliğini kaybetmiştir. Süsleme
açısından Konya ve Sivas’taki eserler kadar, muhteşem çini ve oyma
süsleme içermez ve sade bir özellik taşır. Bu eserlerde süslemeler
genellikle cümle kapısı, mihrap, pervaz gibi kısımlarda kullanılmıştır.
CAMI–I KEBIR
Ulu Mosque, Sultan Mosque
Kayseri, which has been the scene of many historical events since the
ages, is also important in terms of ancient artifacts. Western travelers who
came to the city in the XIX. Century, gave information about the ancient
artifacts in the city. In the works of these travelers, the works belonging
to the Islamic revolution are missing or they have written incorrect infor-
mation about their details. The mentioned works were first described by
Halil Ethem Bey, briefly described in terms of archeology and architecture,
but recently by Albert Gabriel. Almost all of the works that survive today
in Kayseri remain from the time of Turkish domination. It was built in
the time of the Danishmends and the Seljuks in the XII –XIII centuries,
and in the Ottoman period, these buildings were built. Most of these
historic buildings have been ruined due to destruction and lack of care,
some have completely disappeared, and some have lost their orginance
with reparations. In terms of ornamentation, it does not contain as much
tile and carvings as the artifacts in Konya and Sivas, and it has a simple
feature. In these works the ornaments are generally used in the sections
such as the gate, the altar, the moldings.