Page 413 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 413

Kayseri’de Ticaret ve Sanayi

                                           Gelecek…







               Tarih tekerrür etmesin diye, Suraiya Faroqhi’nin, “Orta Halli Osmanlılar” (İş Bankası,
            2009) isimli eserinden kısa bir alıntı yapacağım: “(…)Selçuklu döneminde sarayın sık sık
            taşındığı Kayseri Anadolu’nun en canlı merkezlerinden biri haline gelmiştir. 14. yüzyıl
            gezgini İbni Battuta şehirden geçerken, canlılığından çok etkilenmişti. (…) Osmanlı’nın
            fethinden sonra iç ticaret pax ottomanica sayesinde gelişti. Ancak, Tokat veya Ankara
            ile karşılaştırıldığında, Kayseri bölgelerarası ticaret açısından ikincil önemde bir mer-
            kezdi.” Neden?
               Nedeni bize günümüzde de bir şeyleri anımsatıyor. Bunu bilmezsek, Kayseri’nin
            geleceği ile ilgili kestirimlerde bulunamayız. Bakınız, nedeni neymiş? “Anadolu’nun
            ana kervan yollarından ikisi de Kayseri’den geçmiyordu. Sadece ikincil, ‘besleyici’ bir
            yol, şehri ‘kuzey kervan yolu’ üzerinde bulunan Sivas’a, İstanbul’u Erzurum ve İran sınırı
            ötesindeki topraklarla birleştiren ana yola bağlıyordu.” Bu güzergaha bugün biz kısaca;
            Ankara-Yozgat-Sivas-Erzincan-Erzurum güzergahı diyebiliriz. Ya da bu yönde yapımı
            süren “hızlı tren” güzergahı.
               Peki, ikinci “kervan yolu” neresi? Bu da şu: “Bir yolcunun İstanbul’dan Halep, Şam
            ve son olarak Mekke ve Medine’ye uzanan ‘diyagonal yol’a ulaşılabilmesi için, güneye
            doğru yol alıp Niğde ve Bor’dan geçerek Ereğli’ye gitmesi gerekiyordu.” Bu güzergah da
            günümüzdeki, Ankara-Aksaray-Niğde-Adana-Mersin otoyolu ile; Ankara-Konya-Ada-
            na-Mersin hızlı tren istikametinden başka bir şey değil.
               Bunlara bir de ben ilave yapayım: Yazılanlardan anlıyoruz ki, Selçuklu’nun “birincil”
            şehri, Osmanlı’nın “ikincil” şehri konumuna girmiş. Erken Cumhuriyet döneminde;
            Kayseri-Ankara; Kayseri-Sivas ve Kayseri-Niğde demiryolunun yapımı ve döneminin
            en büyük tekstil tesisi Sümerbank’ın ve Tayyare Fabrikası’nın kurulması ve takip eden
            özel sektör yatırımları şehrimizi tekrar “birincil” duruma getirdi. Yukarda anlatmaya
            çalıştığım “hızlı tren” ve “otoyol” güzergahlarına bakınca Kayseri, “ölü nokta” ya da
            “ikincil” bir il olma sürecine doğru giriyor, bir anlamda; “tarih tekerrür ediyor” gibi…
               Çalışmamızın sonuna gelirken, başta sözünü ettiğim, Cebecizade Mustafa Remzi
            Bey’in önemli bir vasiyeti var. Bu vasiyeti yaptığı yıl 1909 ya da 1910. Bundan bir asır
            önce. Vasiyeti’ni Cömert’in hazırladığı kitaptan alıyorum. Başlık, yine başta verdiğim
            “Edirne’den Kayseri’ye”: “…Kayseri ahalisinin yüzde 80’i yine mesudane temin-i maişet



                                                                                   413
   408   409   410   411   412   413   414   415   416