Page 192 - Avariz Ve Cizye 1
P. 192

191
      184
      184                                                                                                 185
 2  2  2                                                                                                    3


 C C              sosyo-ekonomik  durumundan  kaynaklansa  bile,  büyük  ölçüde  devlet  müsamahasının  bir
 CİZYE DEFTERLERİ İZYE DEFTERLERİ İZYE DEFTERLERİ
                  neticesi  olarak  cizye  mükellefinin  tabi  bulunduğu  sınıflamada  en  az  cizye  verenler  (ednâ
 C C              sınıfı), her zaman öbür sınıflardan daha fazla olmuşlardır.
 Cizye Vergisi izye Vergisi izye Vergisi
 İslâm  hukukuna  göre  cizyeslâm  hukukuna  göre  cizye 1 1 1  Osmanlı  Devleti'nde  hazine  için  tahsil  edilen  cizye,  her  senenin  Muharrem  ayında
 İslâm  hukukuna  göre  cizye ,  devletin  Müslüman  olmayan  tebaasını  yakından ,  devletin  Müslüman  olmayan  tebaasını  yakından ,  devletin  Müslüman  olmayan  tebaasını  yakından
 İ
 i i
 ilgilendiren bir vergidir. Osmanlı vergi hukukunun “Tekâlif-i Şer'iyye” bölümüne dâhil olan lgilendiren bir vergidir. Osmanlı vergi hukukunun “Tekâlif-i Şer'iyye” bölümüne dâhil olan lgilendiren bir vergidir. Osmanlı vergi hukukunun “Tekâlif-i Şer'iyye” bölümüne dâhil olan   değişik  müesseselerce  toplanıyordu.  Birliği  ortadan  kaldıran  bu  uygulama,  bazen  devlet
 c c
 cizye, maliyenin en önemli gelir kaynaklarından birisidir. Osmanlı Devleti’nin Müslüman bir izye, maliyenin en önemli gelir kaynaklarından birisidir. Osmanlı Devleti’nin Müslüman bir izye, maliyenin en önemli gelir kaynaklarından birisidir. Osmanlı Devleti’nin Müslüman bir   hazinesini  büyük  sıkıntılara  sokuyordu.  Bu  durumu  düzeltmek  için  1101  (1689)  senesinde
 d d
 devlet  olması  sebebiyle,  cizye  uygulamasının  ilk  kuruluş  yıllarından  itibaren  varlığı evlet  olması  sebebiyle,  cizye  uygulamasının  ilk  kuruluş  yıllarından  itibaren  varlığı evlet  olması  sebebiyle,  cizye  uygulamasının  ilk  kuruluş  yıllarından  itibaren  varlığı   Sadrazam Köprülüzâde Fazıl Mustafa Paşa, cizyenin toplanmasını belli kaide ve sistemlere
 bilinmektedir. ilinmektedir. ilinmektedir.
 b b              bağlayarak toplama işinin tek elden yapılmasını sağladı. Bundan sonra her üç sınıf zimmî için
 İslam hukukuna göre cizye, antlaşma şartlarıyla belirlenmiş, değişmez sabit bir meblağ slam hukukuna göre cizye, antlaşma şartlarıyla belirlenmiş, değişmez sabit bir meblağ slam hukukuna göre cizye, antlaşma şartlarıyla belirlenmiş, değişmez sabit bir meblağ   ayrı birer mühür kazdırdı. Bunlara a'la, evsat ve edna fakir gibi kayıtlar koydurttu. Her sene
 İ İ
 (maktu‘) ve şahıslardan alınan vergi (cizye ale’r-ruûs) olmak üzere iki çeşide ayrılmaktaydı. maktu‘) ve şahıslardan alınan vergi (cizye ale’r-ruûs) olmak üzere iki çeşide ayrılmaktaydı. maktu‘) ve şahıslardan alınan vergi (cizye ale’r-ruûs) olmak üzere iki çeşide ayrılmaktaydı.   için tarihleri değişen bu mühürlerin ve dolayısıyla cizye mükelleflerinin, birbirinden açık ve
 ( (
 B B              kesin çizgilerle ayrılabilmesi için bunların gerek şekillerinde ve gerekse yazı karakterlerinde
 Ber-vech-i  maktû‘  cizye  usulü,  geniş  ölçüde  iki  alanda  uygulanıyordu.  Bunlardan  ilki er-vech-i  maktû‘  cizye  usulü,  geniş  ölçüde  iki  alanda  uygulanıyordu.  Bunlardan  ilki er-vech-i  maktû‘  cizye  usulü,  geniş  ölçüde  iki  alanda  uygulanıyordu.  Bunlardan  ilki
 O O
 Osmanlılara  bağlı  vassal  Hıristiyan  prensliklerle,  haraçgüzâr  devletlerin  belirli  bir  miktar smanlılara  bağlı  vassal  Hıristiyan  prensliklerle,  haraçgüzâr  devletlerin  belirli  bir  miktar smanlılara  bağlı  vassal  Hıristiyan  prensliklerle,  haraçgüzâr  devletlerin  belirli  bir  miktar   farklı  uygulamalara  gidildi.  Bu  uygulamada  cizye  mühürleri  ile  birlikte  cizye  kâğıtlarının
 üz üz            renkleri de değişiyordu. Kâğıtların üzerinde de cizyenin hangi seneye ait olduğu, sınıfı, cizye
 üzerinden  yıllık  olarak  ödemeyi  taahhüt  ettikleri  vergi  olup  bu  durumda  prensliğin  idaresi erinden  yıllık  olarak  ödemeyi  taahhüt  ettikleri  vergi  olup  bu  durumda  prensliğin  idaresi erinden  yıllık  olarak  ödemeyi  taahhüt  ettikleri  vergi  olup  bu  durumda  prensliğin  idaresi
 a a
 altındaki  halk,  padişahın  haraçgüzâr  tebaası  sayılıyordu.  İkincisi  ise,  doğrudan  padişahın ltındaki  halk,  padişahın  haraçgüzâr  tebaası  sayılıyordu.  İkincisi  ise,  doğrudan  padişahın ltındaki  halk,  padişahın  haraçgüzâr  tebaası  sayılıyordu.  İkincisi  ise,  doğrudan  padişahın   muhasebesi, baş hazinedar ve cizye umum mülteziminin isimleri vardı.
 r r reayası olan zimmî reayadan cemaat olarak toplu bir miktarın ber-vech-i maktu‘ alınmasıydı. eayası olan zimmî reayadan cemaat olarak toplu bir miktarın ber-vech-i maktu‘ alınmasıydı. eayası olan zimmî reayadan cemaat olarak toplu bir miktarın ber-vech-i maktu‘ alınmasıydı.   Osmanlılarda  cizye  uygulaması,  1856  senesinde  cizyenin,  bedel-i  askeriye’ye  tebdili
 Ç Ç              zamanına kadar devam etti.
 Çünkü  bazı bölgelerdeki zimmî reaya,  cizye toplayıcıların suistimallerinden kurtulmak için ünkü  bazı bölgelerdeki zimmî reaya,  cizye toplayıcıların suistimallerinden kurtulmak için ünkü  bazı bölgelerdeki zimmî reaya,  cizye toplayıcıların suistimallerinden kurtulmak için
 t t toplu  ve  belirli  bir  meblağı  ödeme  yolunu  seçerek  aksi  halde  yerlerini  ve  yurtlarını  terk oplu  ve  belirli  bir  meblağı  ödeme  yolunu  seçerek  aksi  halde  yerlerini  ve  yurtlarını  terk oplu  ve  belirli  bir  meblağı  ödeme  yolunu  seçerek  aksi  halde  yerlerini  ve  yurtlarını  terk
 e e
 edecekleri  tehdidinde  bulunuyorlardı.  Köylerin  ve  kasabaların  boşalmasından  endişe  eden decekleri  tehdidinde  bulunuyorlardı.  Köylerin  ve  kasabaların  boşalmasından  endişe  eden decekleri  tehdidinde  bulunuyorlardı.  Köylerin  ve  kasabaların  boşalmasından  endişe  eden   Cizye Defterleri
 de de
 devlet de bu istekleri çoğu defa kabul ediyordu.  vlet de bu istekleri çoğu defa kabul ediyordu.  vlet de bu istekleri çoğu defa kabul ediyordu.    Osmanlı  Devleti,  hem  yeni  fethettiği  ülkeler,  hem  de  kendi  arazisiyle  ilgili  toprağın
 M M              mülkiyet  ve  tasarruf  biçimi  ile  vergi  miktarını  tayin  ve  tespit  etmek  gayesiyle  belirli
 Maktu  uygulamalara  rağmen  devlet,  cizyenin  temel  niteliğinin  baş  vergisi  olduğunu aktu  uygulamalara  rağmen  devlet,  cizyenin  temel  niteliğinin  baş  vergisi  olduğunu aktu  uygulamalara  rağmen  devlet,  cizyenin  temel  niteliğinin  baş  vergisi  olduğunu
 düş
 düşünerek  ferdi  ödenmesinde  ısrar  ediyordu.  Ayrıca  maktu  cizye,  değişmeyen  sabit  bir ünerek  ferdi  ödenmesinde  ısrar  ediyordu.  Ayrıca  maktu  cizye,  değişmeyen  sabit  bir ünerek  ferdi  ödenmesinde  ısrar  ediyordu.  Ayrıca  maktu  cizye,  değişmeyen  sabit  bir
 düş              zamanlarda  istatistikî  bilgiler  edinmiştir  ki,  buna  tahrir  denilirdi.  Osmanlı  bürokrasinin  en
 meblağı  ifade  ettiği  için  herhangi  bir  sebeple  cemaatin  nüfusunun  azalması  halinde  geride eblağı  ifade  ettiği  için  herhangi  bir  sebeple  cemaatin  nüfusunun  azalması  halinde  geride eblağı  ifade  ettiği  için  herhangi  bir  sebeple  cemaatin  nüfusunun  azalması  halinde  geride
 m m              kıymetli  kayıtları  olan  ve  yerine  göre  beş  ile  kırk  yıllık  aralıklarla  yapılan  vergi  nüfusu
                                                                                               3
 kalanlara düşen pay fazlalaştığından giderek daha ağır bir yükümlülük oluyordu. Nitekim bu lanlara düşen pay fazlalaştığından giderek daha ağır bir yükümlülük oluyordu. Nitekim bu lanlara düşen pay fazlalaştığından giderek daha ağır bir yükümlülük oluyordu. Nitekim bu
 ka ka            sayımlarına ait defterler mufassal, icmal, evkaf ve piyade olarak isimlendirilirdi.  İlk örnekleri
 durumlarda vergi miktarını düşürmek veya ferdi hale getirmek için yeni bir sayım isteğinde urumlarda vergi miktarını düşürmek veya ferdi hale getirmek için yeni bir sayım isteğinde urumlarda vergi miktarını düşürmek veya ferdi hale getirmek için yeni bir sayım isteğinde
 d d              XV.  yüzyıla ait olan bu defterlerin en yoğun olarak tutulduğu dönem ise klasik çağ olarak
 bul
 bul
 bulunulduğu bilinmektedir.  unulduğu bilinmektedir.  unulduğu bilinmektedir.    isimlendirilen  XVI.  yüzyıldır.  Bununla  beraber  XVII.  yüzyılda  da  bazı  örneklerini  görmek
 Ş Ş              mümkündür. Timar sisteminin uygulandığı yerlerde vergiye müteallik birimleri tespit etmek
 Şer’i  kaidelere  göre,  şeyhülislam  tarafından  verilen  fetva  ile  her  yıl  cizye  miktarının er’i  kaidelere  göre,  şeyhülislam  tarafından  verilen  fetva  ile  her  yıl  cizye  miktarının er’i  kaidelere  göre,  şeyhülislam  tarafından  verilen  fetva  ile  her  yıl  cizye  miktarının
 belirlenmesi  ve  ilanı  hükümdarın  sorumluluğu  altındaydı.  Osmanlı  terminolojisinde  cizye elirlenmesi  ve  ilanı  hükümdarın  sorumluluğu  altındaydı.  Osmanlı  terminolojisinde  cizye elirlenmesi  ve  ilanı  hükümdarın  sorumluluğu  altındaydı.  Osmanlı  terminolojisinde  cizye
 b b              amacıyla tutulan bu defterler, o dönemin en önemli sayısal verilerini ihtiva etmektedir. Bu
 mükellefleri âlâ, evsat ve ednâ şeklinde üç guruba ayrılıyordu. Bu terimler zengin, orta halli ükellefleri âlâ, evsat ve ednâ şeklinde üç guruba ayrılıyordu. Bu terimler zengin, orta halli ükellefleri âlâ, evsat ve ednâ şeklinde üç guruba ayrılıyordu. Bu terimler zengin, orta halli   defterler,  timar  sisteminde  yaşanan  ihmal  ve  problemler,  ekonomik  ve  sosyal  karışıklıklar,
 m m
 ve ve
 ve  fakir  guruplar  için  kullanılmakta  olup  bunların  ödedikleri  cizye  miktarları,  saf  gümüş   fakir  guruplar  için  kullanılmakta  olup  bunların  ödedikleri  cizye  miktarları,  saf  gümüş   fakir  guruplar  için  kullanılmakta  olup  bunların  ödedikleri  cizye  miktarları,  saf  gümüş   Celali  isyanları  dolayısıyla  yaşanan  göç  hareketleri  nedeniyle  XVI.  yüzyılın  sonlarından
 o o
 olarak sırasıyla 48, 24, 12 şer’i dirhem, altın olarak 4, 2 ve 1 dinar şeklinde tespit edilmişti. larak sırasıyla 48, 24, 12 şer’i dirhem, altın olarak 4, 2 ve 1 dinar şeklinde tespit edilmişti. larak sırasıyla 48, 24, 12 şer’i dirhem, altın olarak 4, 2 ve 1 dinar şeklinde tespit edilmişti.   itibaren düzenli olarak tutulamamış, dolayısıyla istatistikî bilgiler sekteye uğramıştır. Ancak
 2 2 2
 Cizye ödemeleri piyasadaki gümüş ve altın para üzerinden olabilirdi.izye ödemeleri piyasadaki gümüş ve altın para üzerinden olabilirdi.
 C
 Cizye ödemeleri piyasadaki gümüş ve altın para üzerinden olabilirdi.            hazinenin temel gelir kaynaklarını kayıt altına alabilmek için bu yeni dönemde mukataa ve
 Osmanlılarda,  padişahların  cizye  ile  ilgili  bütün  resmî  tahrirleri  şeriatın  cizyeye  ait smanlılarda,  padişahların  cizye  ile  ilgili  bütün  resmî  tahrirleri  şeriatın  cizyeye  ait smanlılarda,  padişahların  cizye  ile  ilgili  bütün  resmî  tahrirleri  şeriatın  cizyeye  ait
 O O              cizye gelirleri ile artık düzenli reaya vergisi haline gelen avarız vergilerinin tespiti için başka
 k k
 kararlarına dayanıyordu. Osmanlı Devleti'nde bu vergiyi vermekle yükümlü tutulan kimseler, ararlarına dayanıyordu. Osmanlı Devleti'nde bu vergiyi vermekle yükümlü tutulan kimseler, ararlarına dayanıyordu. Osmanlı Devleti'nde bu vergiyi vermekle yükümlü tutulan kimseler,   başka tahrirler yapılmaya başlanmıştır.
 s s
 sadece ergenlik (bulûğ) çağına gelmiş akil ve vücutça sağlam olan erkeklerdi. Binaenaleyh adece ergenlik (bulûğ) çağına gelmiş akil ve vücutça sağlam olan erkeklerdi. Binaenaleyh adece ergenlik (bulûğ) çağına gelmiş akil ve vücutça sağlam olan erkeklerdi. Binaenaleyh   XVII. ve XVIII. yüzyılın en önemli kaynakları, kökleri klasik döneme kadar giden ve
 s s sadaka ile geçinen rahipler, çalışamayacak derecede bir rahatsızlığı olup fakir düsenler, 14–75 adaka ile geçinen rahipler, çalışamayacak derecede bir rahatsızlığı olup fakir düsenler, 14–75 adaka ile geçinen rahipler, çalışamayacak derecede bir rahatsızlığı olup fakir düsenler, 14–75   uygulaması, XIX. yüzyıl içlerine uzanan iki önemli vergi türüyle doğrudan ilişkili olan avarız
 y y
 yaslarından  küçük  veya  büyük olanlar ile  kadınlar  cizyeden  muaf  idiler.  Kısmen  toplumun aslarından  küçük  veya  büyük olanlar ile  kadınlar  cizyeden  muaf  idiler.  Kısmen  toplumun aslarından  küçük  veya  büyük olanlar ile  kadınlar  cizyeden  muaf  idiler.  Kısmen  toplumun   ve cizye defterleridir. Bazen aynı genel sayımın sonucunda oluşturulan her iki defter de esas

                                                                                                                                                                                  itibariyle  birer  nüfus  sayımı  niteliğindedir.  Sayım  işleminin  sistematiği  ve  amacı  açısından
 1 1 1    Cizye ile ilgili geniş bilgi için bkz. Boris Christof Nedkoff, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Cizye", terc. Şinasi   Cizye ile ilgili geniş bilgi için bkz. Boris Christof Nedkoff, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Cizye", terc. Şinasi   Cizye ile ilgili geniş bilgi için bkz. Boris Christof Nedkoff, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Cizye", terc. Şinasi

 A A
 Altundağ,  Belleten,  VIII/31  (1944)  s.  599–652;  R.  C.  Jennings,  "Zımmis  (Non-Muslims)  in  Early  17th ltundağ,  Belleten,  VIII/31  (1944)  s.  599–652;  R.  C.  Jennings,  "Zımmis  (Non-Muslims)  in  Early  17th ltundağ,  Belleten,  VIII/31  (1944)  s.  599–652;  R.  C.  Jennings,  "Zımmis  (Non-Muslims)  in  Early  17th   bakıldığında, bu defterlerin her ikisi de klasik dönemin tahrir geleneğinin bir uzantısı olup,
 Century Ottoman Judicial Records, The Sharia Court of Anatolian Kayseri", Journal of Economic and Social entury Ottoman Judicial Records, The Sharia Court of Anatolian Kayseri", Journal of Economic and Social entury Ottoman Judicial Records, The Sharia Court of Anatolian Kayseri", Journal of Economic and Social
 C C
 H H
 History of the Orient, XXI/3 (1978), s. 225–293; Mehmet Erkal, “Cizye”, DİA. 8, İstanbul 1993, s. 42–45; istory of the Orient, XXI/3 (1978), s. 225–293; Mehmet Erkal, “Cizye”, DİA. 8, İstanbul 1993, s. 42–45; istory of the Orient, XXI/3 (1978), s. 225–293; Mehmet Erkal, “Cizye”, DİA. 8, İstanbul 1993, s. 42–45;
 Halil İnalcık, “Osmanlılarda Cizye”, DİA. 8, s. 45–48. alil İnalcık, “Osmanlılarda Cizye”, DİA. 8, s. 45–48. alil İnalcık, “Osmanlılarda Cizye”, DİA. 8, s. 45–48.
 H H              3    Erhan  Afyoncu,  “Türkiye’de  Tahrir  Defterlerine  Dayalı  Olarak  Hazırlanmış  Çalışmalar  Hakkında  Bazı
 2 2 2         Halil İnalcık, “Osmanlılarda Cizye”, DİA. 8, s. 45–46.    Halil İnalcık, “Osmanlılarda Cizye”, DİA. 8, s. 45–46.    Halil İnalcık, “Osmanlılarda Cizye”, DİA. 8, s. 45–46.   Görüşler”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi 1/1, (2003), s. 267.
   187   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197