Page 193 - Avariz Ve Cizye 1
P. 193
192
186
4
Osmanlı maliye bürokrasisinin değişik kalemlerince hazırlanmıştır. Diğer bir ifadeyle, tahrir,
avarız ve cizye defterleri merkez hazinesinin gelir kaynaklarının tümünün tespitini hedefleyen
aynı bürokrasinin ve aynı sayım geleneğinin farklı dönemlerdeki farklı ürünleridir. Tahrir
defterleri esas olarak timar sistemi çerçevesinde merkezi hazineyi ilgilendiren çok çeşitli vergi
kalemlerini içerirken, avarız ve cizye defterleri, XVII. yüzyılda merkezi hazinenin en önemli
gelir kaynakları haline gelen avarız ve cizye vergileriyle ilgilidir. Her iki vergi de tek tek
veya gruplar halinde şahıslardan alındığı için, avarız ve cizye defterleri yalnızca bu vergilere
tâbi nüfusla ilgili veriler içermektedir; bu bakımdan, timar sistemini esas alarak hazırlanan
4
tahrir defterlerinden farklıdırlar.
Fethedilen topraklar, bir Osmanlı eyaleti haline getirildiğinde cizye vermekle mükellef
durumda olanların tahriri, bölgenin kadısı tarafından yapılır, hazırlanan defterlere defter-i
cizye-i gebrân adı verilirdi. Asıl defter olarak nitelendirilen bu nüsha, iki kopya halinde
hazırlanır, biri hazineye gider, diğeri ise beylerbeylik merkezinde saklanırdı. Yapılan tahrirler
ise bir süre sonra yenilenmek zorundaydı. Ancak bu tahrirler uzun süre yenilenmediğinden
ölüm, doğum, göç, ihtida gibi değişikliklerin tespit edilemediği ve mevcut defterlerin tam
olarak gerçek durumum yansıtmadığı görülmektedir. Bununla beraber, cizye için düzenli
olarak her üç yılda bir nev-yafte yılı adıyla genel bir teftiş yapılır, ölüler kayıttan düşülür,
herhangi bir sebeple gözden kaçıp deftere işlenmeyenlerle cizye mükellefi durumuna gelenler
ilave olarak kaydedilirdi. Bu teftişler sırasında önceden tespit edilmiş olan cizye mükellefi
sayısının hükümetin talimatı çerçevesinde düşürülmemesine dikkat edilirdi. Ayrıca başka bir
bölgedeki yabancılarla yolcuların bulundukları yerde cizye ödemeleri usulü 1691 cizye
reformundan sonraki fermanlarda yer almaya başlamıştır.
Avarız ve cizye gelirleri, bu vergilerin toplanması XVII. yüzyıl başlarından itibaren
defterhanenin en önemli işi haline gelmiştir. Bunun en önemli göstergelerinden biri,
Defterhane-i Âmire’de 1570'lerle 1604–5 tarihleri arasında cizye gelirlerinin kayıtlarını tutan
yeni bir kalem olan muhasebe-i cizye kalemi ortaya çıkmasıdır. Bu kalemde XVII. yüzyıl
başlarında 3 olarak görülen kâtip sayısı, yüzyılın ilk çeyreğinde 19’a çıkmıştır. Ayrıca,
yüzyılın ikinci yarısında cizye vergisi ziyadeleri için ek bir kalem daha kurulmuştur. Aynı
şekilde, avarız vergilerinin toplanması ve sayımlarının yapılmasından sorumlu olan mevkufat
kalemi 1560'lardan itibaren genişlemeye başlamıştır. Bu olgular klasik dönemin tahrirlerinin
esas olarak sona ermesiyle birlikte defterhanenin asla işlevini yitirmediğini, aksine, yeni
gelişmelere uyum sağladığını, hatta daha da genişleyerek yeni dönemin çok yönlü mali
işlemlerinde yoğunlaştığını göstermektedir. Söz konusu dönemde geleneksel sayım
uygulaması, defterhanenin en önemli ve rutin işlerinden biri olmaya devam etmiş, aynı
uygulama bu defa müstakil avarız ve cizye tahrirleri şekline dönüşmüştür.
Osmanlı İmparatorluğu'nda cizye en önemli vergi kalemlerinden biriydi. Merkez
hazinesi (beytülmal) adına görevlilerce doğrudan toplanan ve zaman zaman iltizama da
4 Bu bilgiler Oktay Özel’in; Oktay Özel, “Avarız ve Cizye Defterleri”, Osmanlı Devleti'nde Bilgi ve İstatistik,
Halil İnalcık & Şevket Pamuk (ed.), Ankara 2001, 35–50; Oktay Özel, “Osmanlı Demografi Tarihi Açısından
Avarız ve Cizye Defterleri” www.bilkent.edu.tr/~oozel/av1.doc 17.11.2008. Adlı makalelerinden özet olarak
alınmıştır.