Page 144 - kappadokia_kralligi
P. 144

HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ

            kurulmuşolan Kastabala ve Kybistra valiliklerini ve Klikia Trakheia’daki
            çok verimli bir ada olan ve çoğu zamanını burada geçiren Archelaus tara-
            fından önem verilerek iskân edilen Elaiussa’yı saymıyorum.) Kabilenin
            metropolisi olan Mazaka ise Klikia eyaleti olarak adlandırılan yerdeydi. Bu
            kente aynı zamanda ‘’Eusebeia’’ ve ilave olarak da ‘’Argaios’un yanında’’
            denir. Çünkü burası, tepesinde hiçbir zaman kar eksik olmayan dağların en
            yükseği, Argaios’un eteklerinde kurulmuştur ve buna tırmananlar -ki, çok
            azdır- berrak havada hem Pontus hem de Issikos Denizi’nin görülebildiğini
            söylemektedirler. Genellikle Mazaka bir kentin kurulması için uygun bir yer
            değildir. Çünkü burada ne su vardır, ne de doğal bir şekilde tahkim edilmiştir.
            Valilerin ihmali yüzünden surları da yoktur. (Bir ok atımlık mesafede bulunan
            ve yararlı tepelerin önünde yaşayan halk, surlara çok güvenerek yağmacılık
            yapmasınlar diye, belki de bilerek tahkimat yapılmamıştır.) Ayrıca bütün
            çevredeki toprak düz olduğu halde, çok kıraçtır ve çift sürmeye elverişli
            değildir, kumlu ve altı kayalıktır. Biraz daha ilerleyince, içinde ateş çukurları
            bulunan birçok stadion uzunluğundaki volkanik araziye gelinir. Ayrıca elve-
            rişli gibi gözüken bir şeyde aslında tehlikelidir. Çünkü bütün Kappadokia’da
            hiç kereste olmadığı halde, Argaios’un bütün çevresi ormanlarla kaplıdır ve
            böylece kolaylıkla kerestecilik yapılabilir fakat ormanlık bölgenin hemen
            altında birçok yerlerde ateşler ve aynı zamanda yeraltında soğuk su vardır
            fakat ateş ve su yüzeye çıkmaz. Bazı yerlerde de arazi bataklıktır ve geceleri
            buradan ateş çıkar. Ülkeyi tanıyanlar ağaçları işleyebilirler çünkü onlar
            tehlikeye karşı dikkatlidir fakat burası çoğu kesimler ve özellikle sığırlar
            için tehlikelidir çünkü görünmeyen ateş çukurlarına düşebilirler.

              Ayrıca, kentin önünde, ovada bir de ırmak vardır, ismi Melas’tır; kentten
            yaklaşık kırk stadion uzaklıktadır ve kaynakları kentin seviyesinden daha
            aşağıda bir yerde bulunur. Bu nedenle yerli halk bunu kullanamaz çünkü
            yukarı doğru düzenli bir şekilde akmaz fakat yayılarak bataklık ve göller
            meydana getirir ve yazın kentin etrafındaki havayı bozar, başka zamanlarda
            kolay olan taş çıkarma işini zorlaştırır; burada Mazakalıların yapıları için bol
            miktarda çıkardıkları düz taşlar vardır. Fakat bu sal taşlarıyla örtüldükleri
            zaman kolay çıkartılamazlar.
              Bu bataklıklar her yerde volkaniktir. Melas dar bir geçitte Euphrates’e
            bağlandığından, Kral Ariarathes buraya bir baraj yaparak, komşu ovayı
            denize benzer bir göl haline sokmuş ve bazı adaların -Kyklad’lar gibi- dış
            dünyayla ilgisini keserek, burada çocukça zevklerle vakit geçirmiştir. Fakat




            144
   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149