Page 290 - kappadokia_kralligi
P. 290

HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ

            altında surun zayıf noktalarını ifşa etmesi üzerine gece baskını ile şehir alındı.
            Binlerce şehirli en acımasız işkencelerle öldürüldü. Bunların cesetleri derin
            vadileri dolduruyordu. (Bu sırada şehrin nüfusunun 400.000? civarında
            olduğu bazı kaynaklarda belirtilmiştir) Şapur, talan ettiği bütün malları
            ve hazineleri alarak İran’a döndü. (MS 260) Şehri kahramanca savunan
            Demosthenes ise birkaç adamı ile kaçarak canını kurtarabildi.  Valerian
                                                                       12
            ise, esareti bitmeden öldü. Hangi yıl? Nerede? Nasıl? öldüğü bilinmiyor.
            Ancak Sasani kaynakları, Şapur’un atına binerken Valerian’ı binek taşı
            olarak kullandığını, sonra da öldürdüğünü daha sonra da derisini samanla
            doldurtup halka bir ödül olarak sergilediğini iddia eder.
              MS 254 ve 267 de Gotların iki defa Kappadokia’ya hücum ederek yağma-
            lamasından başka MS 262 veya 270 yıllarında Palmyra Kraliçesi Zenobia,
            Kappadokia’nın tamamı ile Gallatia’yı ele geçirerek İznik önlerine kadar
            ilerlemiş ve talan etmiştir.

              Arka arkaya gelen bu işgaller ve o sıralarda vuku bulan zelzele, büyük
            ve güzel bir şehir olan Caesarea’nın yakılıp yıkılmasına sebep olmuşsa da
            şehir hiçbir zaman terk edilmemiş ve yıkılan yapıların yerlerine yenilerini
            yaparak Caesarea çok geçmeden yeniden kalkınmıştır.  Ancak bu tarihten
                                                              13
            sonra şehir “Eskişehir” tepelerinden kuzeydeki ovaya doğru yayılmaya
            başlamıştır.

              Şapur’un seferinden sonra yaklaşık olarak yüz yıla yakın bir süre
            Caesarea’nın tarihi hakkında bilgi veren kaynaklar bilinmemektedir.
              Caesarea MS III. yüzyılın başlarında Kappadokia’nın baş şehri olmakla
            beraber Hristiyan dininin de ilmi merkezi hüviyetinde idi. Bu sırada Kayseri-
            piskoposu Fermilian isimli birisi idi ve Hristiyan dünyasında Filistine giden
            ilk hacı olarak bilinmektedir. Ayrıca III. yüzyılın sonlarında Aleksander
            adında Filistin’e hac eden bir Kappadokia piskoposundan haberdarız. 14

              Bu asırda Perslerin istilaları sebebi ile rahatsız olan Hristiyanlar’ın şehrin
            dışındaki ücra köylerde toplandıkları anlaşılmaktadır.








            12   C. Texier, Desciription de I’Asie Mineure de 1833 a 1837, c: 1-3 Paris 1839-1849
            13   Baydur s. 104
            14   Runciman Steven, Haçlı Seferleri Tarihi 1. Cilt, s. 30 TTK 1986, çev. Fikret Işıltan,


            290
   285   286   287   288   289   290   291   292   293   294   295