Page 322 - kappadokia_kralligi
P. 322
HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ
yetkileri praetorlara devredilmiştir. Praetorlar halkoyuyla seçiliyor ve
hukukçu olmaları gerekmiyordu. MÖ 242’den sonra yurt içindeki yabancılar
arasındaki davalara bakmak üzere praetor pregrinus (yabancılar yargıcı)
adıyla yeni bir ‘praetor’luk oluşturulmuştur.
Kralların Roma’dan sürülmesinden sonra krallığın bütün yetkileri yıllık
olarak seçilen eşit yetkiye sahip iki consule devredilmiştir. Consuller iş
başına bir yıl görev yapmak üzere seçimle geliyorlardı. Consuller mutlak
imperium (tam hükmetme) yetkisine sahipti. Consullerden her biri diğeri-
nin yaptığı fakat kendisinin onaylamadığı bir işi itiraz hakkını kullanarak
durdurma hakkına sahipti. Consuller görevleri süresince yaptıkları işlerden
dolayı yargılanamıyorlardı. Ancak görevlerinin bitiminden sonra haklarında
şikayet olursa yargılanabilirlerdi. Zamanla consullerin yetkileri daralmış,
bir kısmı Senato’ya bir kısmı da başka memurlara verilmiştir. Memurluk
yıllarını bitiren consuller proconsul (vali) adı altında eyaletlerden birinin
yönetimine gönderiliyorlardı.
Kural olarak ele geçirilen bir ülke, Senato tarafından onaylanarak görev-
lendirilmiş bir meclis ve başarıları tescillenmiş bir Romalı komutan tara-
fından eyalet olarak organize edilmekteydi. Bu yeni toprakların 1/3’ü ager
publicus (devlet arazisi yapılmıştır). Ancak elde edilen yerlerin hepsinde
de aynı modelin uygulandığını söylemek pek de doğru olmayacaktır. Bir
eyalet kurulduğu zaman, bu, o eyaletin bütünüyle Roma devletinin bir
parçası olduğu manasına gelmemekteydi. Eyaletler egemenlik hakkını
kaybetmiş olsalar da bunların ulusal varlıklarını korumaya devam ettik-
leri anlaşılmaktadır. Roma’nın uyguladığı provincia sistemi, ele geçirilen
bu yerlere kendi idare sistemini getiriyordu. Fakat Hellas (Yunanistan)
ve Anadolu’da böyle olmamıştır. Çünkü Hellas (Yunanistan) ve Anadolu
halkı medeniyet ve kültür bakımından Romalılardan çok üstün idiler. Bu
nedenle doğu eyaletlerindeki Romalı yöneticiler buralarda kendilerinden
önce bilinen ve uygulanan siyasi ve hukuki geleneksel yapıyı dikkate almak
zorunda kalmışlardır. Roma, eyaletlerdeki şehirlerin iç işlerine fazla müda-
hale etmemiştir. Ayrıca eyaletlerde vergi ve haraçtan hatta eyalet valisinin
hükmünden bağımsız şehirler de vardı. Bunlara civitas liberae (=hür ve
serbest şehirler) deniliyordu.
Yukarıda belirtildiği gibi ilk olarak praetor’ların eyalet valisi olarak atan-
dıkları görülür. Bu düzenlemeden bir süre sonra Roma’daki bir yıllık görev
sürelerinin dolmasının hemen akabinde bu görevlilerin eyalet yönetimlerine
322