Page 339 - kappadokia_kralligi
P. 339

ROMA-BİZANS DÖNEMİNDE KAİSARİA’DA YAŞAMIŞ ÜNLÜ KİŞİLER VE KAPPADOKİA BABALARI

            İstanbul’da İmparator Justinianus (483-565) ile görüşerek yardım vaadini
            alarak dönüş yoluna koyulur. Ancak Hasmı olan Esedoğullarından Tamah
            adlı bir kişi, arkasından Kays’ın çapkın bir şair olduğunu ve imparatorun
            kızı şiirler söyleyerek aşk yaşadığını İmparator’a duyurur. Bu duruma sinir-
            lenen İmparator Justinianus, Kays’a altın dokumalı bir kumaştan zehirli
            bir elbise göndererek bunu mutlaka giymesinin kendisine hürmet olacağını,
            her indikleri yerde de kendisine haber göndermesini bildirir. Bundan çok
            memnun olan Kays, sıcak bir günde elbiseyi giyer ve terlediği anda zehir
            vücuduna etkisini göstererek derisi kabuk kabuk soyulmaya başlar. (Bu
            sebepten dolayı Bizans tarihçileri kendisini “Zülkuruh” olarak anarlar.)
            Öleceğini anlayan Kays, yakınına geldiği Asib (Alidağ) denilen bir dağın
            zirvesinde bir bizanslı prensese ait olduğunu öğrendiği yere gömülmesini
            ister ve “Ey komşum olan kadın. Birbirimizi ziyaret etmek için yolumuz
            yakındır. Bu Asib dağı durdukça ben de duracağım. Ey komşum, biz ikimiz
            de burada garibiz. Garipler birbirlerinin akrabaları sayılırlar” diyerek 565
            yılında ölür. Kayseri’de Asis Dağı’nın (Ali Dağı) tepesine gömülür . Mezarı
                                                                       26
            geçen yüzyıla kadar ziyaret yerlerindendi.
              Cahiliye döneminin ünlü şairlerinden olan İmrü’l Kays, Arap şiirini
            belli kurallara bağlayarak, kafiye düzenlerine yeni esaslar koymuştur. Hz.
            Muhammed’in doğumundan ve İslâmiyetin zuhurundan önce yaşamış bulu-
            nan şairin, Peygamber Efendimiz tarafından “Arap şairlerinin öncüsü” olarak
            nitelendirmesi ile şöhreti zirveye ulaşmıştır . Şiirleri seb’a-i muallaka’da (yedi
                                                  27
            askı) yazılmıştır. O zamanlar şiire çok rağbet edildiğinden, birçok büyük
            şair vardır. Fakat hepsinin üstünü Hasan bin Sâbit ile bu İmrü’l-Kays idi.
              Hasan sonradan Müslüman olmuştur. Hattâ Mısır Meliki Mukavvıs
            tarafından Hazret-i Peygambere düldül katırı, zülfikâr kılıcı, Mariye adında
            bir cariye ile kız kardeşini Zünnûn Mısrî ile beraber Hasan hediye olarak
            getirmiştir. Hediyeler kabul olduktan sonra, Hazret-i Peygamber düldül ile
            zülfikârı Hazret-i Ali’ye verdi. Mariye cariyeyi de kendisine alıkoydu ki bu
            hatundan İbrahim adındaki oğlu dünyaya geldi. Mukavvıs’ın kız kardeşini
            de Hasan’a hediye edip şâirlerin sultanı yaptı. Elçi olarak gelen Zünnûn da
            Müslüman olup bütün hâkimlere pir oldu. Ölünce Mısır’da defnolunmuştur.




            26   Abdül el Zahir, Herevî, Evliya Çelebi, Şerafeddin Yaltkaya, Yedi Askı, Devlet Kitapları,
               İstanbul 1985 s. 16
            27   Savran Ahmet, İmrüul Kays b. Hucr. TDVİA. 22. c, s. 238


                                                                             339
   334   335   336   337   338   339   340   341   342   343   344