Page 80 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 80

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                           KAY / 71 [1511]


           Aşağı  doğru  ayağı  kayarken  gelinliğin   ikisi de arkasından yaklaşmış. Kız da bir
           duvağı dağın üzerinde kalır ve beyaz bir   o  yana  koşmuş,  bir  bu  yana  seğirtmiş,
           örtü olur. Ciş Hatun da dağın içerisinde   dört yanını çevreleyen bu zulüm çembe-
           kaybolur. Alev dağı onu da yutmuştur.  rini  kıramamış.  Kan  ter  içinde  kalsa  da
           Bir  başka  efsane  ise  Ali  Dağı  ve  Hasan   teslim  olmamış.  Canımdan  olurum  da
           Dağı ile ilgilidir. Efsaneye göre Ali Dağı’-  namusundan olmam, demiş. Onlar yak-
           nda Ali Baba, Hasan Dağı’nda da Hasan   laştıkça kız bir dişi kaplan kesilmiş. Taş
           Baba  adında  erenlerden  iki  pir  oturur-  bulmuş, fırlatmış; toprak bulmuş, savur-
           muş.  Hasan  Baba,  ağustosun  sıcağında   muş.  Artık  çareler  tükenmiş,  umutlar
           mendiline  kar  doldurur,  bir  damla  erit-  sönmüş.  İşte  bu  sırada  iri  bir  kayanın
           meden Ali Baba’yı ziyarete gidermiş. Ali   üzerine çıkarak ellerini Allah’a açmış ve
           Baba  da  dağında  hiç  eksik  olmayan   “Yarabbi,  beni  el  elinde  bırakma!  Ak
           kömür ateşinden kızgın korları mendili-  alnıma  kara  leke  sürdürme.  Düşman
           ne koyarak Hasan Baba’yı ziyarete gider-  tuzağına düşürme. Tut beni! Koru beni!
           miş. İki Allah dostunun görüşmeleri saat-  Bırakma beni! Yerde sürünmek zor bana,
           lerce sürmesine rağmen ateş dolu mendil   leke bulaşmak ar bana. Ya ağdır göğe ya
           yanmaz,  ağustosun  sıcağına  rağmen   döndür dağa!” diye dua etmiş. Bu sırada
           mendildeki kar erimezmiş.           dört  yanından  dört  yaramaz  gözü  dön-
           İki  derviş  bir  gün  ellerinde  kar  ve  kor   müş  kuzgunlar  gibi  üşüşmüş.  Kimi
           dolu  mendilleri  ile  şehirde  bir  kadın   kolundan tuttum, kimi eteğinden çektim,
           hamamının  önünden  geçiyorlarmış.  Bu   derken şak diye kaya yarılmış ve sığınanı
           sırada  hamamın  girişinde,  bir  kadının   bağrına alarak yavaşça kapanıvermiş. O
           açılan bacağını görünce Hasan Baba’nın   gün bu gündür de bu kayanın adı Kızkur-
           mendilindeki kar, damla damla erimeye   taran Kaya olarak anılmış.
           başlamış. Bunun üzerine Ali Baba da dağ   Bir diğer efsane ise Kayseri’nin kuruluşu-
           başında yaşayan insanın kendini muhafa-  nu anlatmaktadır. Efsaneye göre eskiden
           za  etmesinin,  nefsine  hâkim  olmasının   Kayseri şehri Erciyes’in tepelerindeyken
           kolay olduğunu; asıl zor olanın, insanın   Boğazköprü’den  Kızılırmak’a  akan
           kendini şehirde muhafaza etmesi olduğu-  Karasu’nun vadisi kapalıymış ve bugün-
           nu söylemiş.                        kü ova şimdiki şehri içine alacak geniş-
           Kayseri’den derlenen başka bir efsane ise   likte  bir  göl  hâlindeymiş.  Tepede  de
           Kızkurtaran  Kaya  ile  ilgilidir.  Efsane  şu   hükümdarın sarayı varmış. Kral, arkada
           şekildedir:  Gesi*’nin  kuzeyinde  Vekse*   dağ,  önünde  göl  olunca  kendisinin
           adında  küçük  bir  köy  vardır.  Günün   güvende  olduğuna  inanırmış.  Bu  sırada
           birinde bu köyde yeni açmış güller kadar   Battal  adlı  bir  yiğit  de  her  yana  korku
           taze, boy atmış ışkınlar gibi narin bir kız   salmış.  Kralın  kızı  Battal’ın  namını
           türemiş.  Aydan  aya  gelişip  yıldan  yıla   duyunca hem bir yandan ondan korkmuş
           serpildikçe yürekleri burkmaya, gönülle-  hem de ona âşık olmuş. Kız, korkusunu
           ri titretmeye başlamış. Kimi iyiye bakar   babasına  açmış.  O  da  dağın  ve  gölün
           “Allah  bağışlasın.”  der,  geçermiş;  kimi   kendilerini koruduğunu belirterek kızına
           kötüye bakar, bu gülü dalından kopara-  da gölün bir özelliğini söylemiş.
           cak hoyrat ellerine günah talimleri yaptı-  Bir  hile  ile  saraya  giren  Battal  kendisini
           rırmış.                             herkese  sevdirmiş.  Bu  arada  da  kızdan
           Bir gün babası değirmende un öğütüyor-  gölün özelliğini öğrenerek saraydan ayrıl-
           muş.  Kız  da  babasına  yemek  götürmek   mış.  Gölün  belli  bir  yerini  açan  Battal,
           için akşamın alaca karanlığında yola çık-  suları akıtıp böylece şehri aldığı gibi kızı
           mış ve değirmene varmış. Babası yemeği-  da almış. Göl suyunun boşalması ile de
           ni yedikten sonra da kabı kacağı toplaya-  Kayseri’nin yerleşme alanı ortaya çıkmış.
           rak hızlı bir şekilde evin yolunu tutmuş.   Develi ilçesinin Gazi kasabasında bulu-
           Meğer kötü niyetliler de kızın dönüşünü   nan “Ak Gelin” taşının oluşumu hakkın-
           gözetlerlermiş.  Kız,  tozlu  yokuşu  nefes   da  yöre  halkı  yıllardır  bir  efsane  anlat-
           nefese çıkarken yüreği katı, gözü aç, kanı   maktadır:
           çağlağın  ikisi  kızın  önüne  çıkıvermiş,   Develi’den  bir  Türkmen  obası  Erciyes’in
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85