Page 255 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 255

Kayseri’nin İmarı ve Mekânsal Gelişimi  255

                Kent planlamalarında, kent ve yakın çevresindeki yerleşim alanlarının tes-
            pitinde deprem tehlikesi ve riskinin göz önünde bulundurulması büyük bir önem
            taşımakla birlikte binlerce yıllık süreçte gelişen ve büyüyen kent oluşumlarında
            bu unsurun tam anlamı ile göz önünde bulundurulduğu söylenemez.
                18 Nisan 1996 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri haritası-
            na göre Kayseri ili 3. derece deprem bölgesinde yer almaktadır.

                Kayseri’nin doğu ve güneydoğu bölgesindeki ana tektonik hatlar Kuzey –
            Doğu, Güney- Batı doğrultusundadır. Bu hatlar deprem açısından önemli hatlar
            olarak değerlendirilebilir.
                Kayseri il merkezi ve civarında yer alan önemli bazı ilçeler, Erzincan’ın ba-
            tısından başlayarak, Mersin’in batısına kadar uzanan ve Orta Anadolu Fay Hattı
            olarak adlandırılan aktif bir fay hattının orta kesiminde yer alır. Sultan Sazlı-
            ğı çek-ayır havzası olarak adlandırılan bu tektonik çöküntünün kenarları aktif
            faylarla sınırlı olup, bunların en önemlileri kuzeyde Erkilet Fay Hattı, Gesi Fay
            Hattı, güney batıda Yeşilhisar Fay Hattı ile güney doğuda Develi Fayıdır. Erciyes
            Fayı ise havzanın orta kesiminde yer alır.
                Kayseri ve çevresinde en şiddetli depremler Kayseri merkez ve Kayseri’nin
            güney ve güney batısından geçen faylara bağlı olarak ve Kayseri’nin kuzeyinden
            geçen Erkilet Fayı ile buna bağlı tali fayların hareketi sonucunda oluşmuştur.
            Bu depremlerin mağnitütü 4–5 arasındadır. Diğer taraftan mevcut değerlere göre
            Kayseri merkez ve çevresinde 5 şiddetinden yukarı başka depremlerin olabilece-
            ği öngörülmekte, mühendislik uygulamalarında bunun dikkate alınması gerek-
            mektedir.

                Kayseri ovası tektonik hareketler neticesinde oluşmuş bir çökeltidir. Bu çö-
            kelti bir yandan çevreden gelen materyaller ile dolarken, bir yandan da zaman za-
            man faaliyete geçen volkanizma neticesi 350–400 metreye erişen çakıl, kum, silt,
            kil, kum taşı, kalker ile birlikte tüf, bazalt ve aglomeralardan teşekkül etmiştir.

                Kayseri ve Çevresi Zemin Özellikleri İle Deprem Hasarına Olan Etkileri
                Bir bölgede deprem belirli bir büyüklüğün üstünde olmuş ise hasar meydana
            getirmekte ve yeni fay veya kırıkların oluşmasına sebep olmaktadır. Deprem son-
            rası hasar bölgesinde yapılan araştırmalarda depremin merkez üssünden uzaklaş-
            tıkça hasarın azalarak son bulduğu bilinmektedir. Bununla birlikte merkez üssün-
            den veya fay hattından eşit uzaklıktaki bölgelerde yapı tekniği bakımından aynı
            sayılabilecek binalarda hasar durumlarının çok farklı olduğu gözlenmiştir. Çeşitli
            bölgelerde meydana gelen deprem alanlarında en fazla hasar alüvyon veya dolgu
            zeminler üzerindeki yapılarda olduğu görülmektedir.

                Kayseri Ovası’nda ise en fazla hasarın, alüvyon ve yamaç molozu olarak ifa-
            de edilen gevşek ve dolgu zeminler üzerinde yapılan yapılarda meydana geleceği
            tahmin edilmektedir.
   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259   260