Page 259 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 259

Kayseri’nin İmarı ve Mekânsal Gelişimi  259









                                          SONSÖZ



                Louis Wirth, “Bir Yaşam Biçimi Olarak Kentlileşme” adlı makalesinde “İn-
            sanlık, doğasından, hiçbir yerde, büyük kentlerin yaşam koşulları altında oldu-
            ğundan daha fazla uzaklaşmadı”  der.
                                         70
                İnsanlar tamamen rasyonel varlıklar değildir. Sıkı bir düzen ve disipline ge-
            lemezler. Mekânın rasyonel amaçlara göre planlanıp düzenlenmesi, insanı da bu
            düzenli dünyanın bir eşyası olarak görme eğilimini güçlendirir. İnsanların beğe-
            nileri, istek ve arzuları değişkendir. Çoğu zaman saçma ve budalaca eğilimleri
            mevcuttur. Duygular, coşkulu arzular, korkular, sevinçler, şüpheler mekânla iç
            içe yaşanır. Mekân bütün bunları kısıtlayıcı, sınırlayıcı bir işlev görerek, insanın
            kendisine yabancılaşmasını sağlayabilir.
                Modern mimar, bir an önce geçmişi aşıp, planladığı şimdiyi ve geleceği kur-
            mak ister. İnsan bu planın bir parçasıdır ve planın ona biçtiği yerde durur. Ki-
            milerine göre, özgürlük için yola çıkan modernizm, insanı iğdiş ettikten sonra,
            insanın artık “Özgür” olması bir hayalden başka bir şey değildir. Kentin düzenli
            caddeleri boyunca dizilmiş aynı biçim askerler gibi sıraya girmiş, aynı tip bina-
            lardan oluşan toplu konutlar dünyası insanın ruh dünyasını ve beynini de biçim-
            lendirmektedir. Bu tek tip ve düzen anlayışı kentle sınırlı değildir. Modern bir
            konutun planlanmış odaları, yasa gücünde yerleri belli ve değiştirilmesi teklif
            dahi edilemez bir kalıcılığa sahiptir. Yatak odası, oturma odası, mutfak, banyo
            sabit mekânlardır. Oda içindeki eşyaların yerleri bile bu sabitlikten paylarını alır.
            Kısacası modern bir konutta çok az müdahale şansınız vardır. Siz ona uymak
            zorundasınız. Bu uyum zaman içinde öyle bir hal alır ki, mutfak, banyo ve odalar
            içinde, rutin hareketleri yapan, eşyalardan biri haline gelirsiniz.

                Oysa ki modern kentlerin kuruluşundan önce geleneksel dünyada insanlar,
            çok sınırlı olan eşyaya egemendi ve yaşadığı yerin, yani evinin değeri “Kullanım
            değerini” ifade ederdi. Orası onun yaşamını kurduğu, kendini var ettiği, doğup
            büyüdüğü sıcak yuvası idi. Her ev bu sebeple bir kimlikti ve yalnız kendini temsil
            ediyordu. Modern dünyada konut “değişim değeriyle” ölçülen bir meta haline
            gelmiştir. 71

            70  Louis Wirth “Bir Yaşam Biçimi olarak Kentileşme”, 20 Yüzyıl Kenti (Derleme ve Çeviri: Bülent
               Duru, Ayten Algan), İmge Kitabevi, Ankara-2002.
            71  Ramazan Yelken, “Modernizmin Emlakçı Marketinden Postmodernizmin Bin bir Çeşit Çarşısına:
               Kent”, Hece Dergisi, Özel Sayı: 18, Ankara-2009.
   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263