Page 58 - Kayseri İmari Ve Mekansal Gelişimi
P. 58
58 Üçüncü Bölüm
Oldukça ufuklu bir tarzda gerçekleştirilen 1975 planları, ülkenin genel politik
ortamından dolayı şehre tam olarak yansıtılamamış, 12 Eylül 1980 darbesi ile
birlikte tamamen sahipsiz kalmıştır.
Merkez ticaret alanı çekirdeğinin hemen kuzeyinde, Orduevinden Büyükşe-
hir Belediyesine ve oradan çevre yola kadar olan bölge merkezi iş alanı olarak
planlanmasına rağmen sonradan konut alanı olarak değiştirilmiştir. Tüm bölgenin
zemin altının (parseller, yollar ve ortak alanların bodrum katlarının) otopark ola-
rak düzenlenmesi şeklindeki plan hükümleri imar planlarını uygulayıcı iradenin
yetersizliği nedeniyle gerçekleşememiştir. Bugün bu koridordaki bina altlarına
bina dışından yapılmış çalışmayan tüm otopark rampaları bu yarım uygulamala-
rın kalıntılarıdır.
1980 yılında siyasetteki kesintinin yansıması olarak planlama faaliyetleri de
inkıtaa uğradı. 1984 seçimleri ile başkanlığa seçilen Hüsamettin Çetinbulut za-
manında Kayseri Belediyesi’nde bir planlama bürosu kuruldu. 1984–1985 yılla-
rında bugünkü Alpaslan Mahallesi’nin imar planları ile Battalgazi ve Mahrumlar
Mahallelerinin imar ıslah planları ve Büyükşehir Belediyesinin kuzeyindeki alan-
ların imar plan tadilatları bu büroda hazırlanarak, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı-
na çok büyük uğraşılarla onaylattırıldı.
İmar Planı Onay Yetkisinin Belediye Meclislerine Verilmesi
1985 yılında yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu ile rahmetli Başbakan
Turgut Özal’ın zamanında imar planlarının onay yetkisi belediye meclislerine
verildi. Bu döneme kadar genellikle Ankara ve İstanbul gibi büyük merkezlerde
bulunan imar plan müellifleri tarafından hazırlanan imar planları önce belediye
meclislerinde görüşüldükten sonra Ankara’ya İmar İskân Bakanlığı’na (1985’ten
sonra Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na) giderdi. Bakanlıkta belki Kayseri’yi
hayatında hiç görmemiş olan uzmanlar tarafından incelenir, uzun, tartışmalı ve
gergin geçen bir süreçten sonra onaylanır veya reddedilerek belediye meclisine
iade edilirdi.
1960’lı ve 70’li yıllarda şehirlerin gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma olgu-
larına plansız yakalanmalarının altında, bu aşılmaz ve kural dışı ilişkilerin hâkim
olduğu süreçlerin çok önemli rolü vardır.
1985 yılından itibaren belediye meclislerinin onayladığı imar planlarından
birer suret İller Bankası Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na
sadece bilgi için gönderilmekte, askı ve ilanını müteakip imar planlarına itiraz
olursa yine belediye meclislerince değerlendirilmekte, aksi takdirde kesinleş-
mektedir. Bu gelişme, yerelleşme politikaları açısından çok önemli bir gelişme
olmasına rağmen maalesef özellikle küçük yerleşim birimlerindeki istismarı ve
genel şehircilik ilkelerine aykırı uygulamalarından dolayı eleştirilere uğramıştır.