Page 295 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 295

[766] 286 / EYV                    KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹








                                              EVLİYA ÇELEBİ’DEN


                                              Abdî Dede Menkıbesi



             Halkdan uzaklaşmış, mihnethanesi köşesinde didarı hazinesine ulaşmış bir er olup meyveli ağaç ol-
             duğundan zalim halk,
             “Abdî şeriattan taş kopardı” diye vücut ağacına taş atmakla yetinmeyip ibadethanesindeki Hazret-i
             Kur’ân’dan (...) suresindeki “…helak olanın açık bir delille helak olması, yaşayanın da açık bir de-
             lille yaşaması için…” (Enfâl, 42) âyetini okurken Abdî Dede’nin elini kolunu bağlayarak hâkim hu-
             zuruna götürürler. O an aman vermeyip arasta başında asarlar. Geride kalan eşyalarını zaptetmek
             için ibadethanesine vardıklarında görseler ki Hazret-i Osman’ın okurken şehit ettikleri “Onlara kar-
             şı Allah sana yeter…” (Bakara, 137) (...) suresindeki âyeti okur. Hemen,

             “Bre astığımız yerden kurtulmuş” diye yine bağlayarak hâkim huzuruna götürüp oradan yine aras-
             ta başına götürürler.
             Görseler ki evvel astıkları Abdî asılı durur. Hemen Abdî Dede asılı vücuda,
             “Es-Selâmü aleyküm yâ Abd-i Hakk!” der. Hemen asılı cesetten,
             “Ve aleyküm selâm yâ Abd-i sırr-ı Hakk!” der.
             Bu sözleri bu kadar bin insan duyduktan sonra hep birlikte ikinci Abdî’yi de birinci Abdî’nin yanı-
             na asarlar. Yine hanesinde esvaplarını zaptetmeye vardıklarında yine yüksek sesle ‘...) suresindeki

             “Tevrat’ta onlara şöyle yazdık: Cana can…” (Mâide, 45) bu âyeti okurken yine bağlayarak götürüp
             arasta başında daha önce astıkları iki adet  Abdî Dede’leri görünce,
             “Es-Selâmü aleyküm ey Seyyidü’l-kevneyn ümmeti iki Abdî” deyince hemen daha önce asılan iki
             Abdî,
             “Ve aleyküm selâm yâ Abdurrahman Hû! Hû!” diye selam alır. Yine aman vermeyerek asarlar.
             Üç Abdî Dede’nin bir günde asıldığını nice insanlar görünce eski sultan ve meliklerin taht merkezi
             olan Kayseri şehrinin bütün muvahhid ve inançlı adamları hep birlikte ayaklanarak Abdî Dede’nin
             katledilmesine fetva veren müftüyü ve aleyhinde olan zehir âlimlerini, kısacası yedi nefer kimseyi
             üç adet Abdî Dede yanına bir seviyede asarlar.

             Abdîleri indirerek o mahalde yıkayıp (...) (...) mahalde üçünü bir nur dolu mezara defnederler. Hâlâ
             üçü de mezar taşlarıyla bilinen bütün halkın ziyaret ettiği yerdir. Allah sırlarını aziz ve daim etsin.
             Kayseri yakınında Ases Dağı’nda.


             Kaynakça: Evliya Çelebi Seyahatnamesi, (hzl  Seyit Ali Kahraman-Yücel Dağlı), YKB Yay., İstanbul
             1999, 3. Kitap, s.249-250.
   290   291   292   293   294   295   296   297   298   299   300