Page 14 - Tapu Tahrir 2
P. 14
konusunda bazı ihtilaflar ortaya çıkmıĢtır. Bu defter üzerinde çalıĢma yapan Jennings,
defterin 1550 tarihini taĢıdığını belirtirken notunda, defterin maliye evkaf defteri olup
tarihsiz olduğunu, 1523’ten sonra ve 1583’ten önce tamamlanmıĢ olduğunu ileri
sürmektedir. Jennings, ayrıca bazı vergi kayıtlarının 30 yıl süreyle kullanıldığını yaklaĢık
18
olarak 1550 tarihlerinin verilebileceğini ifade etmektedir. Oysa defter çok dikkatle
incelenirse, aslında tarihinin daha kapak kısmında verildiği görülür. Defter çok yıpranmıĢ
olduğundan araĢtırmacılara baĢlangıçta sadece mikrofilmi verilmekteydi. Arkasından
fotokopi edilmiĢ Ģekli verilmeye baĢlandı. Bu defter üzerinde yıllar önce inceleme
yaparken ben de fotokopisini kullanmıĢtım. Ancak defterin fotokopisinin tamamını 1990’lı
yıllarda talep ettiğim zaman son sayfada bir yazı dikkatimi çekmiĢti. Bu yazıda, aslında
Ġstanbul vakfı ile ilgili bir defterin Sultan III. Murad zamanında tanzim edilmesi
anlatılırken, aynı zamanda bu defterin de Sarı Sultan Selim zamanında tahrir edildiğini
belirten bir ibare yer almakta idi. Defter-i hakânî kisedarı olan Hüseyin Sinan tarafından
kaydedilen bu ek bilgi ne yazık ki, daha sonra dijital ortama aktarılan defterde kayıtlı
değildir. Buna rağmen defter üzerinde dikkatli bir inceleme yapıldığı zaman defter
numarası olarak arĢivdeki ilk tasnifi yapanların verdiği 976 numara, defterin numarası
değil, tarihidir. Nitekim kapak kısmında pul üzerinde 806 rakamı bulunmaktadır. Öyle
anlaĢılıyor ki, aslında defterin numarası 806, tarihi ise 976’dır. Dolayısıyla defter, 976 /
1569–70 tarihini taĢımaktadır. Bu defter üzerinde inceleme yaparken defterin 1570 tarihli
olduğu, tarafımızdan kabul edilerek yapılan bilimsel çalıĢmalarda bu tarih verilmiĢtir.
Defterin 17. sayfasında yer alan bir kenar kaydında, Evail-i Ramazan 940 / Nisan
1534 tarihi bulunmaktadır. Bu kenar kaydı dikkatli bir Ģekilde incelenirse, KöĢk Medresesi
müderrisi olan Ahmed veled-i Nasireddin’e Hisarcık ve civarında tasarrufunda olan yerler
için avarız ve tekâliften muaf olduğuna dair verilen bir mülk-namenin kaydı olup eskiden
beri bu yerlerin gelirlerinin onun ve oğulları tarafından tasarruf edildiğini gösteren bir
kayıttır. Bu tür kayıtlara defterlerde çoklukla rastlanmaktadır.
Defterde kanunnâme yoktur. Bunun yerine; Kayseriyyenin kanunnamesi bunda
yazılmak unvan-ı defterde işade olunmuş idi. Sonra cümle kavanin bir yerde bulunmak
münasib görülmeğin anda tahrir kılındı Ģeklinde bir kayıt konulmuĢtur ki, buradan
Kayseri’ye ait kanunnâmenin bu deftere konulmadığı ve bunların Karaman Vilayeti
Kanunnâmeleri olarak bir yere toplandığı anlaĢılmaktadır.
Defterdeki kayıtlar, nefs yani Ģehir merkezindeki mahalleler tahrir edilmek suretiyle
baĢlamaktadır. Mahallelerin tamamlanmasından sonra Cemaat-i Ermeniyan-ı Kayseriyye
baĢlığı altında Ermeni nüfus kaydedilmiĢtir. Gayr-i Müslimler, Cemaat-i Ermeniyan der
Bab-ı Sivas ve der Bab-ı Küçük ve Bab-ı Sabbağ, Cemaat-i Ermeniyân-ı Şarkıyân,
Cemaat-i Ermeniyân-ı Sisiyân Ģeklinde yaĢadıkları ve geldikleri yerler de belirtilmek
suretiyle tahrir edilmiĢlerdir.
ġehir merkezinin tamamlanmasından sonra, kır iskân birimleri adını verdiğimiz
köylere geçilmiĢtir. Nahiyeler esas alınmak suretiyle bağlı köyler, burada ikamet eden
Müslim ve gayr-i Müslim nüfus, tasarruf ettikleri toprak miktarları ve köylerde yetiĢtirilen
18 Ronald C. Jennings, “Urban Population in Anatolia in the Sixteenth Century: A Study of Kayseri, Karaman,
Amasya, Trabzon and Erzurum”, International Journal of Middle East Studies, vol. 7, No. 1, (January 1976,
s. 30, not .1.
xiv