Page 15 - Vakıf Roma Rakamlı Sayfalar
P. 15
Haremeyn: Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'nin her ikisi hakkında kullanılan
tabirdir.
Haremeyn evkâfı: Gelirleri tamamen veya kısmen Haremeyn fakirlerine Ģart edilen vakıflardır.
Hatib: Bayram ve Cuma namazlarında cemaate hutbe okuyan kimseye denir.
Huffâz: Hafızlar
Hüccet-i şer'î: ġeri mahkemenin verdiği belge
Hükm-i pâdişâhî: PadiĢah hükmü, padiĢah fermanı.
İhrâcât: Çıkanlar, giderler
ile'l-inkırâz: Son buluncaya kadar, bir neslin son bulması.
İmâm-ı zâviye: Zaviye imamı
İmâret: Vakıf terimi olarak, öğrencilere ve fakirlere yemek piĢirilip hazırlanan binalar demektir.
Türkçe'deki aĢhane ve aĢevi, imaret manasına gelmektedir.
Kadı: Halk arasında ortaya çıkan ayrılık, tartıĢma ve davaları görmek üzere yetkililer tarafından
tayin olunan kiĢi, bugünkü manada hakim demektir.
Kapan: Belirli eĢyaların topluca satıldığı yerler, küçük çarĢılar
Karnen ba'de Karnin: Asır asır, devir devir demektir ki süreklilik ifade eder. Fakat tertibe
delâlet etmez.
Kâtib-i imaret: Ġmarete giren ve çıkan erzak ve eĢyayı hususi defterine kaydeden kimse
demektir.
Kâtib-i zâviye: Zaviye yazıcısı
Kayyum: Cami görevlisi
Kile: Birn ölçü birimi, ????
Mâlikâne: Belirli bir büyüklüğe ullaĢmıĢ ve özel statüsü olan toprak parçası
Masraf: Giderler
Meremmet: Tamir iĢleri, onarım
Meşîhat: ġeyhlik
Mîr-âblık: Su iĢlerinden sorumlu kiĢiler
Mu'âfiyet-nâme: Bir Ģeyden muaf tutulduğunu bildiren padiĢah veya bey hükmü.
Mu'arrif: Camilerle tekkelerde hayır sahiplerinin adlarını hayır ile anan müezzin ve derviĢ
hakkında kullanılır bir tabirdir.
Mukarrer-nâme: Eskiden ferman, yarlık yerine de kullanılırdı. Yerinde bırakan demektir
Mukâta'a: Özel statüsü olan belirli bir toprak parçası.
Mü'ezzinân: Ezen okuyanlar, müezzinler.
Müdd: Eski bir zahire ölçüsü. Aslı arapçadır. Ġki avuç dolusu buğdaya bu isim verilmiĢtir.
Osmanlı memleketlerinde ise her yerde birbirinden farklı olmakla beraber, resmî müd 20 Ġstanbul
kilesi idi.
Mülknâme: Bir toprak parçasının vakıf olmayıp Ģahıs mülkiyetinde olduğunu belirten padiĢah
tarafından verilen belge.
Mütevakkıfun-aleyh: Kendisine vakfedilen.
Mütevellî-i zâviye: Zaviye mütevellisi, yöneticisi
Mütevellî: Vakıf iĢlerini idare etmek ve görüp gözetmek üzere tayin olunan kimsedir.
Müzevver: Uydurma, yalancı.
Nâzır-ı evkâf: Evkaf nazırı, belirli iĢlerinden sorumlu yönetici.
Nazır: Vakıf terminolojisinde mütevellî manasında kullanıldığı gibi mütevellînin tasarruflarına
nezaret etmek üzere vâkıf veya hakim tarafından tayin olunan zattır.
Otakcıyân: Ortak ekip biçen
Öşr-i bâğ:: Bağ öĢrü
Öşr-i kovan: Arı besleyen köylülerden alınan öĢr, bölgelere göre değiĢirdi
xv