Page 52 - Hacıkılıç Mahallesi Kitap
P. 52

52  - Hasan Sami Bolak                                                                                                                                 Hacıkılıç Mahallesi  - 53
                       Nabi Dilbaz                                                                                   okuduk ki “Prodüktör Nami Dilbaz Birsen Menekşeli ile evlenmiş..”
                                                                                                                     O tarihlerde Yeşilçam’da oyuncu olmak o kadar önemli idi ki, nasıl
                       ne “filmler”                                                                                  olmuştu  da  Birsen  Menekşeli,  Nami  gibi  biri  ile  evlenmişti,  diye
                                                                                                                     hayret etmiştik..
                       çevirmiş                                                                                             Bir  kaç yıl  sonra  Nami  Dilbaz’ı  İstanbul  Havaalanı’nda,

                                                                                                                     etrafında pervane olan  “aktris adayları” ile  uçak beklerken gördüm..
                       Gelelim Nabi’ye..                                                                             Ağzında yanmamış sigara vardı ve  sırtına da ceketini atmıştı..
                       Şimdiki  Tiyatro  binası  o yıllarda  aslında  Halkevi olarak
               yapılmıştı ve 1950’den sonra da Halk Sineması olarak kullanılıyor-
               du.. Aşağı salona 25, yukarı balkona ise 35 kuruşluk biletle giriliyor-                                      “32 kısım
               du.. Arka kısımdaki çıkış kapıları ağaç olduğu için, parası olmayıp                                            tekmili
               da, Özcan Tekgül ve daha sonraları da İnci Birol’un “kıvırmalarını”                                            birden”
               seyretmek  arzusunu  yenemeyenler  bu  kapıları  boy  hizasında
               delmişlerdi ve o içeriden bir çivi falan dürtmesinler diye o deliklere                                       Halk Sineması; Bebeliğimde, Cumhuriyet Meydanı’nda  Tan
               cam parçası koyarak içeriyi dikizlerlerdi..
                                                                                                                     Sineması (Şimdiki yeni Atatürk heykelinin bulunduğu yerde idi. ) ile

                       İşte Nabi Dilbaz bu sinemada önce karaborsacılık, sonra da                                    birlikte, belki de ondan çok önce, -çünkü orası aslında Halk Evi idi-
               yer  göstericilik-ayakçılık işleri  yapıyordu.  Ben,  şimdiki                                         Kayseri’nin en önemli eğlence-seyir mekanı idi.. Burada, daha sonra
               Öğretmenevi’nin  bulunduğu  yerdeki  İnönü  İlkokulunun  beşinci                                      da meselâ Taş Sineması‘nda, Kiçikapı semtindeki Büyük Sinema’da,
               sınıfında iken (Öğretmenim Emin Apaydın’dı ve evleri de Gıyasiye-                                     film gösterisi  başlamadan önce  ve devre aralarında, yeni gelecek
               Şifahiye Medresesi’ne yakındı.) O sinemanın önünde, akşam olunca                                      filmlerin reklamı yapılırdı..
               kale  içindeki  bir  bölüme  atılmış  çürükler  içinden  seçtiğim  por-                                      Ayhan Işık, Ahmet Tarık Tekçe, Özcan Tekgül (Türkiye’nin
               takalları  satardım.  Bir  gün sınıf  arkadaşlarımdan  biri  beş  kuruş                               “en güzel kıvıran” dansözü. Bu dansöz o kadar şımartılmış ve beğe-
               karşılığında o portakallardan iki tane aldı ve  ertesi gün sınıfta bana,                              nilmişti  ki  sahneye çırılçıplak çıkma  arzusunu  açıklayınca  yer
                       -Portakalların çok susuzdu, yiyemedik, dedi.                                                  yerinden  oynamıştı.  O  günlerde  ünlü fıkra  yazarı  Peyami  Safa,
                       Ben, “sulu portakalı alacak param mı var, çürükler içinden                                    Milliyet Gazetesi’ndeki “Objektif” köşesinde; “Edep Yahu” başlıkla
               topladığım  ancak  bu  kadar  olur”  diye  içimden  söylendim  ve o                                   yazısında  bu  tavrı  eleştiren ağır  bir  yazı  kaleme  almıştı.)  Kenan
               zamanlarda  kullanılan  bir iğne  enjektörü bulup, susuz portakalları                                 Fosforoğlu, Fatma Girik, Vahi Öz.... gibi oyunculardan bahsedilerek,
               sulandırmayı düşündüm ama o enjektörü o günki şartlarda bir türlü                                     üst üste en az iki üç filmin reklamı yapılırdı ve film adı ile oyuncu-
               bulamadım!                                                                                            ların dışındaki metin aynen tekrar edilirdi:
                       Halk  Sineması  konusunda  yazmak  istediklerim  bu  kadar
               değil elbet! Nami Dilbaz’ın,  bir kaza neticesi meydana gelmiş olsa                                          -Hiç bir fedakarlıktan kaçınılmadan hazırlanmış, 32 kısım
               gerek, ağzı oldukça yamuktu..       Nabi Dilbaz Halk Sineması’ndaki                                   tekmili birden, SENENİN EN MUAZZAM FİLMİ!
               başarılarından  sonra  patronluğa  heveslendi  ve  Kayseri’deki yazlık                                   Seyirciler  gösterilen,  gösterilecek  olan  filmlere o kadar adapte
               sinemaların ikisinin işletmeciğini yaptı. Meydan’da şimdiki Hilton                                    idiler ki, kimse:
               Otel’in bulunduğu yerde Şahin Sineması vardı; Çiçek Sineması da                                         “Yahu, hiçbir fedakârlıktan kaçınılmadan hazırlanan bu filmlerden
               Erciyes Vergi Dairesi’nin olduğu yerdeydi… İkisini de Nabi Dilbaz                                     hepsi de ‘senenin en muazzam filmi’ nasıl olur?” diye sormayı akıl
               işletirdi…Daha sonraları                                                                              etmezler, seyir için sabırsızlanırlardı.
               sinema  bileti  karaborsacılığı  falan  derken   bir  gün   gazetelerde























     PDF created with pdfFactory Pro trial version www.pdffactory.com
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57