Page 55 - Hacıkılıç Mahallesi Kitap
P. 55
54 - Hasan Sami Bolak 55 - Hasan Sami Bolak
Anam - Halam(Teyzem) - Kardeşlerim-Kuzenlerim Fatma Hala’mın Türkan, Ayşe ve Nuran isimli üç kızı,
Feyzullah isimli de bir oğlu vardı. Halamın kocası ise; geçimini
daha çok Şeker Fabrikası yakınındaki küçük göl başta olmak üzere,
diğer ırmaklardan tuttuğu balıklarla temin eden “Balıkçı Memed”
Emmi’miz idi. Oldukça saf kalpli biriydi. Şeker Gölü’nden tuttuğu
“Dunna” (turna) balığı fazla olduğu zaman,
-Hasan yesin! Diye bize gönderirdi.
Anam (Annem) Halam
Servet Fatma
Karşı komşumuz
“Anşabba”
(Ayşe abla)
Baruthane Sokağı ile, Baruthane çıkmazı köşesindeki, köşe
altında küçük çinili çeşme bulunan evimizin tam karşısında, yonu
taşı ile yeni yapılmış; Askeri Dikimevi’nde çalışan Hamdi
(Dinçaltın) Emmi’nin evi vardı. Eşi Anşabba (Ayşe Abla), anası da
Safiye Hala idi. Yakup ve Ali isimli, ikisi de benden büyük, Şirif
(Şerife) isminde de benim yaşıtım sayılacak bir kızları vardı. Evleri
Ayşe yeni ve yonudan yapılmış olduğu için, bizlerin gözünde ayrıcalıklı
Mevlüde Nuran Nimet
sayılacak konumdaydılar.. Aslında, sıradan, mütevazi bir Kayserili
olmalarına rağmen biz çocuklar onlara o gözle bakardık.
Ailenin küçük oğlu Ali’nin yeşil renk ağırlıklı balon teker
denilen cinsten bisikleti vardı. Markası Bauer’di. Ali, ikide bir bisik-
letinin tekerlerini söker, itina ile siler, bilyalarını yağlar ve takardı.
Bizler de hayranlıkla onu seyrederdik.
Ortaokula başladığımda yardımcı dilim Almanca idi ve
hocamız Ayfer Cantez Hanımı çok sevdiğimden, verdiği derslerin
hepsine fazlası ile çalışırdım. İşte o yıl daha ilk günlerde Almanca
Takriben 45 yıl önceki resim: Rahmetli Annem Servet, Halam(Teyzem) Bauer’in “çiftçi” olduğunu öğrendim ve kendi kendime; balon teker
Fatma; kardeşlerimden ikisi Mevlüde ve Nimet(Rahmetli) olması, çiftçiler tarlaya-bahçeye gitmek için kolaylık olsun diyedir,
adını da öyle koymuş olmalılar, diye akıl yürütmüştüm!
“Balıkçı “Memed Emmi’m” Komşumuz “Anşabba”, annem gibi manto; kaynanası Safiye Hala
Yan komşumuz, annemin küçük kızkardeşi Fatma Halam’dı. ise Biyanam (Büyükanam) gibi, pütü-kare mavi-beyaz çarşaf giyer-
Eskiden Kayseri’de, annenin kız kardeşine “Hala”, babanın di. Biyanam daha sonra kahverengi mantosu alındığında çarşafı
kızkardeşine de “Ame” denirdi.. Sonraları, “hala” yerine; başka yer- giymez olmuştu.. O zamanın çarşafları, şimdikiler gibi göstermelik
lerde, özellikle İstabulda olduğu gibi “Teyze” kulanılmaya başlandı ve aşırı göze batacak şekilde değillerdi.
ve “Ame”nin yerini de “Hala” aldı. Türban diye de bir baş örtüsü yoktu!
PDF created with pdfFactory Pro trial version www.pdffactory.com