Page 113 - kappadokia_kralligi
P. 113
F-BAĞIMSIZ KRALLIK DÖNEMI
17- Sulla’nın Kappadokia’ya Gelişi
(MÖ 95-94)
Ancak Roma Senatosunun, Kilikia Eyaleti’ne atamış olduğu Lucius
Cornelius Sulla’yı MÖ 95-94 yıllarında görevlendirmesi ile Kappadokia’ya
yapılan sefer sonucunda Armenia birlikleri ve Gordios bölgeden kovulmuş,
Ariobarzanes I Philoromaios Kappadokia tahtına tekrar oturtulmuştur.
Sulla da Parthia ve Kappadokia Krallıkları’yla Euphrates Irmağı kıyısında
bir anlaşma imzaladıktan sonra, Roma’ya döndü.
Roma ile büyük bir savaşı göze alacak kadar kararlı olan Pontus’un
güçlü kralı Mithridates VI’nın Asya’daki genişleyen hâkimiyeti Roma’yı
korkutuyor dikkat ve endişe ile onu izliyordu.
Bu sırada cesaretsiz ve zavallı bir adam olan Ariobarzan’ın, derhal değerli
hediyelerle soluğu Roma’da alması ve yanında götürdüğü hazineyi Sena-
toda bol keseden dağıtması Roma’nın çabuk harekete geçmesine sebep
oldu. Senato, Mithridates tehlikesini halletmek üzere Roma’daki iktidar
yarışında iddiası olan acımasız ama zevk ve eğlenceye düşkün Roma’nın
yeni praetoru Sulla’yı bir defa daha görevlendirdi.
112
Sulla, yaklaşık beş bin kişilik bir lejyonla Klikia’daki korsanları bertaraf
etmek üzere zaten Roma’dan o bölgeye gelmiş idi. Senatonun Kappadokia
hakkındaki emrini öğrenince yolunu değiştirerek Kappadokia’ya yöneldi.
Buralardan epeyce asker toplayarak güçlü bir ordu oluşturdu. Kilikya’dan
Toroslar’ı aştı. Kappadokia’ya girdi. Mazaka’da bulunan Gordios ve genç
Ariarates IX’un muhafızlarını bertaraf ederek onları Pontus’a dönmeye
mecbur etti. Sonra da yeni Kral Ariobarzanes I’e tacını kendi elleri ile giydirdi.
Sulla, Gordios’un ve ardından Tigranes’in ordularını da yendikten sonra
Fırat’a kadar dayandı. Roma ordusunun ilk defa Fırat’ta görülmesi ile tehli-
kenin önemini anlayan Pontus’unbüyük kralı Mithridates, telaşla Orobaz’ı
elçi olarak Sulla’ya gönderdi. Sulla, kendisi yüksek bir tahtta otururken, elçi
Orobaz ve Kappadokia Krallığı’na yeniden oturttuğu Ariobarzanes’i alçak
112 Praetor; Roma’da önceleri yürütme yetkisini elinde bulunduranların yerini alabilen
iki yüksek devlet memurunun sıfatı idi. MÖ 5. yüzyılda yapılan anayasa reformu ile
bunlara konsül denildi. Sulla Dönemi’nde sayıları sekize kadar çıkarıldı. Yüksek ücret
alan praetorlar, hükümdar ve ailesini korumakla görevli bir alaya komuta ettikleri gibi
mahkemelere de başkanlık ederlerdi.
113