Page 114 - kappadokia_kralligi
P. 114

HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ

            tahtlarda oturtarak kabul etti. Böylece Roma’nın üstünlüğünü göstermiş
            olmakta idi.
              Böylece Pontus kralı, kendisini iyi temsil edemeyen elçisinin boynunu
            vurdursa bile Roma ile Pontus’un bu ilk karşılaşmasında sınır olarak Fırat
            Nehri’ni kabul etmek zorunda kalmış oldu.
              Fakat Sulla Mazaka’dan ayrılır ayrılmaz Mithridates, yapacakları fetihlerde
            toprakların kendisine, esir, hayvan sürüsü ve menkul ganimetlerin Tigran’a
            ait olması hususunda Tigran’la anlaştı. Bu iki müttefik kral, Mitraos ve
            Baoas isimli iki generali bu işe seferber ederek Kappadokia’yı işgal ettiler.
            Mazaka tahtına Pont Kralı’nın Ariarthes IX Eusebeios Philopator isimli
            oğlunu tekrar çıkardılar (MÖ 91).
              Ariobarzan’da üç yıl önceki gibi hazinelerini yüklenerek yeniden Roma’ya
            ricaya gitti. Senatörlere dağıtılan kıymetli hediyeler yine etkisini çabucak
            gösterdi. Roma Anadolu’daki bu duruma yeniden müdahaleye karar vere-
            rek Manius Akilius vazifelendirdi. Manius Akilius, tahtından kovularak
            İtalya’ya gelmiş bulunan Bitinya Kralı Nikomedes III ile Ariobarzan’ı birlikte
            yanına alarak Anadolu’ya geldi. Mithridates bu durum karşısında oğlunu
            geri çekti. Böylece her iki kral da tahtlarına yeniden kavuştular (MÖ 89).
              Fakat Ariobarzanes’in tahtında kalabilmesi Roma’nın Pontus üzerin-
            deki devamlı baskısına bağlı kalıyordu. Nitekim Ariobarzan, makamında
            daha bir sene oturamadan yine makamını kaybetmişti. Zira Mithridates,
            Roma’daki siyasi kargaşadan istifade ederek Anadolu’daki bütün İtal-
            yan menşeli Romalıları temizleme kararı ile Romalılara karşı şiddetli bir
            mücadele başlatmıştı. Bu kararının alt yapısı da hazırdı. Zira Tigran’ın
            askerlerinin yağmacılığı ve Ariobarzanes I’in her seferinde halkı soyarak
            Roma’ya hediyeler götürmesinin yanında zaten Anadolu’da Romalı adı
            tiksinti ile anılmaktaydı. MÖ 88 tarihine gelindiğinde binlerce Romalı
            ailesi ve köleleri ile Anadolu şehirlerinin halkına karışarak ekonomik güç
            ve siyasi etkinlik kazanmışlardı. Gerek haraç, gerek vergi ve çoğu zaman da
            tefecilik yolu ile yerli halkı soyup soğana çevirmişlerdi. Roma’nın halktan
            aldığı haraçlar, aşar ve diğer vergiler Kappadokialıları adeta canlarından
            bezdirmişti. Malları ve canları emniyette değildi. Bu sebeplerden kudretli
            bir kurtarıcı aramaya başlamışlardı. Nitekim eski düşmanları Mithridates
            Eupator’u kurtarıcı gibi görmeye başladılar. Mithridates’ın Roma’ya karşı
            başlattığı mücadele, Kappadokia’daki hem zenginleri ve hem de bir nevi




            114
   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119