Page 123 - kappadokia_kralligi
P. 123
F-BAĞIMSIZ KRALLIK DÖNEMI
Roma’ya dönmesini fırsat bilen Pontus Kralı Mithridates ile Tigranes, MÖ
67 yazında Kappadokia’ya girerek bölgeyi talan ettiler. Kappadokia Kralı
Ariobarzanes I ise, altıncı kez krallığından kaçarak Romalılara sığınmak
zorunda kaldı.
Ancak o sıralarda yani MÖ 67 yazında Mithridates Kappadokia’dayken
Armenia Kralı II. Tigranes en küçük oğlu Tigranes Armenia’da ona karşı
ayaklanmış, başarısız olunca da kayın babası Parth Kralı’nın topraklarına
sığınmıştı. Bu sebeple Armenia Kralı II. Tigranes, bu işte genç Tigranes’in
dedesi Mithridates’in parmağı olduğunu hissederek ona karşı tavır aldı. Bu
da Pont- Armenia ittifakının sonu demekti.
Bu esnada Küçük Asya’da yeni ve önemli bir mesele vardı. Bu da ve
Roma’nın Akdeniz bağlantısına büyük zarar veren Kilikia korsanlarıydı.
İşte adı, Pompeus olan kişiyi ön plana çıkartan olay bu oldu. Pompeus
sefere çıktı ve üç ay gibi kısa bir sürede 40 günde 20 lejyon asker ve 500
gemiyle korsanları Kilikya sahiline kadar sürüp Korakesion’da (Alanya)
yenilgiye uğrattı. Akdeniz’deki korsan faaliyetlerine son verdi. Kısa sürede
kazandığı bu başarı sebebiyle adı, Lucullus’un bıraktığı komutanlık için
konuşulmaya başladı. Ve nihayet Küçük Asia’daki Roma birliklerinin
komutasına Akdeniz’de korsanlara karşı başarı sağlayan Pompeius atandı
(MÖ 66). Artık Roma için hem VI. Mithridates ile hem de Tigranes ile
hesaplaşma zamanı gelmişti.
Lucullus’tan 126 bu görevi devralan Gnaeus Pompeius Magnus, hiç vakit
kaybetmeden Roma’nın düşmanı VI. Mithridates’e karşı amansız bir savaşa
girdi. MÖ 66 yılında Nikopolis (Zafer Kenti-Şebinkarahisar) olarak adlan-
dırdığı kentte, Mithradates’in ordusunu tamamen yok etti. Mithradates,
Bosporos Krallığı’na sığındı.
Ordusu ile yeni aldığı yerlerde Suriye ve Anadolu’da 39 civarında birçok
yeni şehir kurarak, o ana kadar hiçbir Roma kumandanının yapmaya
cesaret edemediği büyük işlere girişti. Mithridates savaşları sırasında tama-
men tahrip olan Mazaka’yı yeniden onardı. İmparatorların arzusuna bağlı
olarak, şehirler eski otonom yapılarını koruyabiliyor veya onlara bağımsızlık
verilebiliyordu. Bu statü Eusebia’ya da tanınmıştı. Kappadokia Roma’nın
bağımsızlık teklifini garip bir şekilde çevirmesine rağmen Nerva’nın port-
126 Lucius Licinius Lucullus (MÖ 117-58), Roma’ya döndükten sonra orada çok şatavatlı
ve lüks içinde hayatını sürdürdü. Lüks kelimesi onun adından kaynaklanmıştır.
123