Page 177 - kappadokia_kralligi
P. 177
G- KAPADOKİALILAR’IN GELENEK VE GÖRENEKLERİ
Tyche (Tike)
Hellen mitolojisinde, Tyche, Hermes ve Afrodit’in kızı veya Okeanos
isimli Titan’ın kızı olarak bilinmektedir.
İyi ya da kötü yanıyla şans, baht, talih gibi insan ve şehir hayatının önceden
bilinmesi mümkün olmayan kavramları Tyche’nin yönettiğine inanılıyordu.
Bu sebeple her kişinin ve her şehrin kendine ait bir Tyches’i vardı. Şehir
tanrısı olarak kentlerin talihini ve genel olarak refahını belirleyen bu şans
tanrıçası idi. MÖ’den itibaren eski tanrıların kültü gerilemeye başlayınca
Tyche’ye sadece “şehir tanrısı” hüviyeti ile inanılmaya devam edildi. Şehir
darphanelerinde basılan sikkelerde başlarında şehir simgesi olan bir taçla
görüntülenirdi. Nitekim son Kappadokia Kralı Archelaus’un (MÖ 36-MS
17) ve Roma İmparatoru Severus Alexander’in (MS 222-235) Kayseri’de
darbedilen sikkelerinde Argeus kültü ile birlikte bu tanrı görülmektedir.
Hellen mitolojisinde Apollon’un ikiz kız kardeşi olan Artemis “avcılık ve
kırsal hayat tanrısı olarak kabul edilir. Artemis Efes civarında tanrı olarak
bilinir. Sembolü olarak da yay-ok, geyik ve köpek kullanılmıştır.
Yaşam Biçimleri ve Âdetleri
Kappadokialılar antik yazarlarda genellikle kültürsüz, kaba ve karak-
tersiz, sahtekâr, barışı sevmeyen, kavgadan hoşlanan, yüze gülüp arkadan
küfreden, utanmaz, köle ruhlu, alaycı, dostunun mutluluğuna üzülüp,
acılarına sevinen, koruma kisvesi altında güzel kadınları hapseden, para
hırsında Babillileri geçen, yalanda dansta hırslı kişiler olarak anlatılmakta-
dır. Strabon dâhil bazı yazarlar daKappadokialıların çalışkanlıklarından ve
Grekçe bilgilerinden söz eder: “Kappadokia yalnız at değil; soylu insanlar
da yetiştirir.” diye belirtirler ve Kappadokia kadınlarının tanrıçalar kadar
güzel olduklarını yazarlar.
Doğum gününü, yılın bütün öteki günlerinden daha üstün sayarlar; o gün
her günkünden daha bol yemek çıkarırlar; zenginler bütün bir öküz, at,
deve ya da eşeği fırında pişirip öyle sunarlar; fakirler küçükbaş hayvanlarla
yetinirler. Genellikle az yerler, ama yemekte son olarak yenen yemiş gibi
şeyleri çok bol çıkarırlar ve birçok defa yenilerler. Persler derler ki; Greklerin
yemekten doymamış olarak kalkmaları, yemekte son olarak dişe dokunur
bir şeyler ikram edilmemesindendir. Eğer yemeğin arkasından tatlı filan gibi
şeyler de verilse, bu sefer yemekten hiç kalkmazlardı. Şarabı çok severler,
177