Page 137 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 137

[1088] 128 / HAS                   KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                                                         Hasan  Dağı’nın  Kayseri  folklorunda  da
                                                                         yeri bulunmaktadır. Burada bulunan Ha-
                                                                         san Baba isimli bir veli ve yatırdan bahse-
                                                                         dilmektedir. Hatta bu Hasan Baba ile Ali
                                                                         Dağı*’nda bulunduğuna inanılan Ali Ba-
                                                                         ba, halkın muhayyilesinde keramet yarı-
                                                                         şına  çıkarılır.  Bu  iki  keramet  sahibi  veli
                                                                         birbirlerini  yaz  sıcağında  mendillerinde
                                                                         erimeyen kar ve yakmayan kor ateşle zi-
          Kergah Bağları’ndan Hasan Dağı (H.Yüksel)                      yaret  ederek  ermişlikteki  derecelerini
                                                                         göstermek isterler.
                                    evleri bulunmaktadır. Bu bağların bugün   Kayseri’de “Hasan Dağı’nın kekliği” diye
                                    büyük bir kısmı terk edilip bakımsız (ho-  bir deyim bulunmaktadır. Hasan Dağı’n-
                                    zan) hâle gelmiş, evler yıkılmış, az bir kıs-  da bulunan yaşlı bir keklik, avcıların kur-
                                    mına ise yeni bağ evleri yapılarak şenlen-  şunlarından  uzun  süre  kurtularak  o  ka-
                                    dirilmiştir.  Hasan  Dağı’nın  Kergah   dar tecrübe edinmiştir ki, artık avcıların
                                    Bağları’na doğru olan eteklerinde ise Kay-  onu vurması imkânsız hâle gelmiştir. Bu
                                    seri  eşrafından  birçoklarının  (Saçlılar,   sebeple  halk  arasında,  başından  bin  bir
                                    Hüsrevoğulları,  Dozdozlar,  Mülazımlar   olay geçmiş ve çok tecrübe sahibi olduğu
                                    gibi), yine çoğu yıkılmış bağ konakları bu-  için  kandırılması  imkânsız  hâle  gelmiş
                                    lunmaktadır. Bu bağlar da terk edilmiştir.   olan  insanlara,  “o  artık  Hasan  Dağı’nın
                                    Yine Hasan Dağı’nın eteklerinde, yer yer   kekliği gibi oldu” denmektedir.
                                    kayalar  arasında,  Erciyes’in  fay  çatlakla-         MEHMET ÇAYIRDAĞ
                                    rından  üfleyen  soğuk  havanın  çıktığı  so-
                                    ğukluklar  (yer  kulakları)  bulunmaktadır.   HASAN EFENDİ (İMAM)
                                    Eskiden çevre bağlardaki halk, yazları e-  Osmanlı bürokratı (Kayseri, ?– İstanbul,
                                    lektrik  ve  soğutucu  olmadığından,  et,süt,   1772).  1753 senesinin sonundan itibaren
                                    yoğurt, meyve, sebze gibi bir müddet sak-  dokuz sene başmukataacı (devlete ait ge-
                                    layacakları yiyeceklerini buralarda bekle-  lir getiren yerlerin kiraya verilmesi işine
                                    tirlerdi. Hasan Dağı ve etekleri tamamen   bakan) oldu. Daha sonra yeniçeri kâtibi
                                    susuz olduğu için yazın buradaki bağlara   vekili iken vefat etti. Ayrılık Çeşmesi’ne
                                    göçecek olan halk, kıştan bağ kuyularına   defnedildi.
                                    (sarnıç) doldurdukları karın erimesiyle el-  Kaynakça: KYTSB , s. 268; M. Süreyya, SO , C
                                                                                       1
                                                                                                       2
                                    de ettikleri suları idareli kullanırlardı. An-  II, s. 623.
                                    cak  yazın  ortasına  kadar  kalan  karlarla              YAYIN KURULU
                                    karışık  olan  bağ  aşırmaları  (küçük  kova)
                                    ile  kuyudan  çekilen  su,  yazın  sıcağında   HASAN EFENDİ
                                    çok sevilirdi. Hasan Dağı’nın bugüne ka-  Müderris (Kayseri, ?– ?, 1687). Müderris-
                                    dar gelen tabii ağacı, halkın dağdağan de-  lik ve Konya mollalığı yaptı.
                                    diği  çitlenbik  ağacı  ve  kuşburnu  gibi  bir   Kaynakça: M.Süreyya, SO , C II, s. 618.
                                                                                            2
                                    kısım çalılardı. Yine bu dağlarda, eskiden                YAYIN KURULU
                                    Kayseri’nin meşhur ticari bitkisi olup bo-
                                    ya elde edilen “cehri*” (halk ağzında cîri)   HASAN EFENDİ
                                    bitkisi yetiştirilirdi. Bugün bu bitkiden he-  Müderris, kadı (Kayseri, ? – 1718). “Kay-
                                    men hemen hiç kalmamıştır. Bunların ya-  serili  Hasan  Efendi”  olarak  ün  yaptı.
                                    nında bağlarda halkın yetiştirdiği, susuzlu-  Genç  yaşta  geldiği  İstanbul’da    tahsilini
                                    ğa  dayanıklı,  badem,  kayısı  (zerdali),  dut   tamamladıktan  sonra  (1703),  sırasıyla
                                    ve üzüm çubuğu en yaygın meyve ağaçla-  Tâsia-i Saray-ı İbrahim Paşa, Maktul Ha-
                                    rındandı. Günümüzde sondajlarla çıkarı-  san  Paşa,  Yusuf  Paşa  ve  Bazergânbaşı
                                    lan su şebekelerle buralara dağıtıldığı için,   Medreselerinde müderrislik yaptı. Erzu-
                                    bağlarda artık her türlü meyve ağacı ve süs   rum  Kadılığına  getirildi  (26  Ekim
                                    bitkisi yetiştirilmektedir.          1715-Haziran 1717).
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142