Page 474 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 474

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                          MİY / 465 [1905]


           hikâye  kitapları,  uyarlama  veya  telif
           oyunları da vardır.
           Onun edebî yönü, sadece edebiyat eser-
           leri ortaya koymakla sınırlı kalmamıştır.
           Edebiyat  tarihimizin  önemli  isimleri  ve
           eserleri,  günümüz  dil  ve  edebiyatının
           meseleleri, zihin yorduğu konular arasın-
           dadır. Hatta daha ötesi, günümüz edebi-
           yat,  düşünce  ve  sanat  alanının  tespiti,
           belli  bir  muhteva  kazanması  yönündeki
           çabaları  da  onu  farklı  bir  kişilik  olarak
           karşımıza çıkarıyor.
           Dede  Korkut  Kitabı’ndan  günümüze
           zengin  bir  edebiyat  mirasını  iyi  bilen,
           üzerinde kafa yoran ve bunu eserlerinde
           görünür  kılan  bir  yazar  olarak  düşünce
           ile  edebiyatın  tabii  ilişkisinin  farkında
           olmanın doğurduğu hassasiyetle hayatını
           tanzim  etti.  Bir  taraftan  edebiyatımızın   Mustafa Miyasoğlu
           önemli isimleri ve eserleri üzerine yazılar
           hatta kitaplar yayınladı, diğer taraftan da   nen, yapan, üreten fikir ve sanat adamları
           edebî eserlerini yazmayı sürdürdü.   da yetişti. Bu dönemde eserleriyle arena-
           Mustafa Miyasoğlu’nun farkı, döneminin   da  görünen  ilk  isimlerden  biridir.  Kısa
           “İslamcı” olarak nitelenen bazı yazarları-  zamanda kitap yayınlayan, edebiyatı seç-
           nın aksine dildeki yıkıcı değişimi bilerek   mekle  beraber  tefekkürden  kopmayan,
           eserlerini meydana getirmesidir. Böylece   belki de böylece daha önceki edebiyatçı
           o,  XIX.  yüzyılda  başlayan  sadeleşme   nesillerin bu bakımdan da izinden giden
           çabalarının XX. yüzyılın başındaki verimi   bir  yazar  grubunun  önde  yürüyenlerin-
           olan  halis  Türkçe  edebiyatın  Ahmed   den bir kişilik.
           Midhat  Efendi,  Ömer  Seyfeddin,  Refik   Çok yönlü bir yazar olarak Tanzimat ilk
           Halit, Memduh Şevket Esendal çizgisin-  neslinin  izinde  sayılabilir.  Şiir,  hikâye,
           deki istikrarını temsil eden bir dille eser-  roman,  oyun,  deneme,  inceleme,  gezi...
           lerini  vermiştir.  Cümleleri  açık  seçiktir.   XIX.  yüzyılın  ikinci  yarısında  yetişen
           Kelimeleri  yerli  yerindedir,  bu  yüzden   Tanzimat  edebiyatçılarının  çoğu  böyle
           anlam  kaybı  yoktur.  Dönemin  bazı   farklı  alanlarda  boşluk  doldururcasına
           “İslamcı” edebiyatçıları, dilin edebiyatta-  eserlerini  vermişlerdi.  Şimdi,  yeni  bir
           ki  temel  rolünü  görmezden  gelerek  Dil   Tanzimat sayılabilecek, çok partili hayata
           Devrimi  ile  üretilen  suni  dilin  tuzağına   geçişten  sonraki  neslin  temsilcilerinden
           düşmekten  ve  anlam  kaybına  uğramak-  Miyasoğlu  da  böyle  mütebahhirane  bir
           tan kurtulamamışlardır.             tavır ortaya koymaktadır. Onun dönemi-
           Miyasoğlu’nun yüksek tahsil döneminde   ni,  aynı  zamanda  sosyal  ilişkilerle,  bir
           1970’lerin  gençleri  büyük  çoğunlukla   edebiyat  çevresiyle  de  zenginleştirmek
           resmî  ideolojiyi  reddetme  yolunu  seçti-  ihtiyacını  hissetmesi  önemsenmelidir.
           ler.  Fakat  bir  kısmı  resmî  ideolojinin   Dergiler  yayınlamakta,  yayıncılık  yap-
           hayır  demediği  çerçevelerde  yürüdüler,   makta,  edebiyat  yıllıkları  çıkarmaktadır.
           bir kısmı ise bu toprakların bin yıllık biri-  Bir edebiyat muhitinin oluşması için ne
           kiminin,  red  veya  terk  edilen  organik/  gerekirse yapmaktadır. Edebiyatın, sana-
           tabii  millî  kimliğin  arayışında  oldular.   tın bir çevre, muhit olmadan neşvünema
           Eski  nesillerden  hocalar,  üstadlar,  ağa-  bulma, gelişme şartlarının ortaya çıkma-
           beyler bu mevzularda yol göstericilik etti-  yacağının  farkında  olarak  yapılan  çalış-
           ler. Ve 1970’ler Türkiye’sinde inanç-bil-  malar belki tam amacına ulaşamadı ama
           gi-hareket eksenli güçlü bir gençlik kitlesi   bir  etkileşim  alanı  meydana  getirerek
           ortaya çıktığı gibi bunların içinden düşü-  zaman zaman tesirini hissettirdi.
   469   470   471   472   473   474   475   476   477   478   479