Page 102 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 102

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                            EĞİ / 93 [573]


           Doğu-batı doğrultusunda eğimli bir ara-
           zide, yığma olarak inşa edilen kilise, haç-
           vari planlıdır. Batıdaki ana kapıdan giri-
           len nartekse, kuzey ve güneyden de giriş
           verilmiştir.  Ek  duvarlarla  özgünlüğünü
           yitiren narteksten geçilerek ulaşılan naos,
           enine gelişmiş dikdörtgen planlıdır. Nao-
           su örten kubbe ve çan kulesi bugün mev-
           cut değildir. Apsisin kuzeyinde, bemaya
           bağlanan ve dışarıya da açılan vaftizhane
           yer  almaktadır.  Vaftizhanenin  doğusun-
           da, apsisle bağlantılı protesis bulunmak-
           tadır.  Apsisin  güneyinde  diakonikon   Efkere Surp Stepanos Ermeni Kilisesi
           yer almaktadır. Duvardaki izler; narteks
           üzerinde, iki katlı galeri olduğuna dikkat
           etmektedir                         EĞİTİM
           Kilisenin batı cephesi klasik üsluplu ay-  Bir kültür ve ticaret merkezi olan Kayse-
           rıntılarla yoğun bezemeli; diğer cephele-  ri’nin eğitim tarihi, Müslüman Türklerin
           ri yalın tasarlanmıştır. Kapı ve pencere   bölgeye  yerleşmesinden  sonra  Daniş-
           söveleri, kat ve saçak silmeleri, plastırla-  mendoğullarına kadar gider. Selçuklular
           rı, sütun başlıklarıyla oldukça zengin bir   zamanında Türk orduları savaşa Kayseri-
           ön yüz sunan batı cephesi ve iç dekoras-  ’de hazırlandıkları için ‘fetih kapısı’ anla-
           yonunun tasarımında XIX. yüzyılın seç-  mında “dârülfeth”, ilme verdiği önem ve   Efkere Surp Stepanos Ermeni
                                                                                   Kilisesi planı
           meci tavrı benimsenmiş görünmektedir.   birçok  âlimin  yetiştiği  bir  şehir  olması   (çizim: S. G. Açıkgöz)
           Ön cephede, silmelerle yatay katlara ay-  dolayısıyla  da  bu  şehre  ‘bilginler  yurdu’
           rılmış yüzeyler, plastırlar ve akant yap-  anlamına  gelen  “makarr-ı  ulema”  sıfatı
           raklı  başlıkları,  üçgen  alınlık,  pencere   verilmiştir.  İlk  Osmanlı  medresesini  İz-
           üstlerindeki ortası yuvarlak madalyonlu   nik’te  kuran  Davûd  el-Kayserî*  burada
           kartuşlarla  beliren  üslup  içeride  duvar,   yetişti.  Osmanlı  Devleti’nin  medreseleri
           kemer  ve  apsis  yarım  kubbesini  dona-  için müderris yetiştiren önemli merkez-
           tan  alçı  bezeme  ile  devam  ettirilmiştir.   lerden birisidir. Gerek Evliya Çelebi’nin
           Akant başlıklı, yivli plastırlarla bölünen   gerekse edebiyatımızda şehirlerimizi an-
           duvar yüzeyleri panolarla, mekânı alt ve   latan biladiye ve şehrengizler (bir şehrin
           üst  hacimlere  bölen  korniş,  akant  yap-  özelliklerinin nazımla anlatılması) ile Av-
           raklı  konsollar  ve  üzüm/asma  yaprağı   rupalı  seyyahların  eserlerinde  bu  kültür
           kabartmalarıyla,  apsis  yarım  kubbesi
           haçlarla bezenmiştir. Duvar resmi, pan-
           dantiflerdeki İncil yazarlarıyla sınırlı tu-
           tulmuştur.

           Kaynakça: Açıkgöz  Güngör,  Ş.,  Kayseri  Ve
           Çevresindeki 19. Yüzyıl Kiliseleri Ve Korun-
           maları  İçin  Öneriler,  Doktora  Tezi,  İTÜ  Fen
           Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 2007, s. 61; Safrast-

           yan,  A.,  “İstanbul  Ermeni  Patrikliği  Tarafından
           Türkiye  Adalet  ve  Mezahib  Nezaretine  Sunul-
           muş  Ermeni  Kiliseleri  ve  Manastırları  Listeleri
           ve  Takrirleri  (1912-1913)”  Ecmiyadzin,  1966.
           sayı  7,  s.  56-57;  Alboyacıyan,  A.,  Badmootiun
           Hye Gesaria, Cairo 1937. s. 775-785; Aktan, A.,
           “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri’deki Gayri-
           müslim Tebaanın Durumu”, KYTSB , s. 14.
                                    3
                       ŞEYDA GÜNGÖR AÇIKGÖZ   Sahabiye Medresesi (KBB Arşivi)
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107