Page 193 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 193

[664] 184 / ERC                    KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                                                         Claudianus’un  şiirlerine  dayanarak  be-
                                                                         lirtmiştir.
                                                                         Kayseri’ye  Boğazlıyan  üzerinden  gelen
                                                                         Henry Fanshawe Tozer, Kayseri şehrine
                                                                         girince harabe vaziyette bulunan birçok
                                                                         evin önünden geçmiş ve burada genel bir
                                                                         bakımsızlık manzarasıyla hayal kırıklığı-
                                                                         na uğradığını belirtmiştir. Kayseri şehri-
                                                                         nin ihtişamının ve sağlıklı bir şehir olma-
                                                                         sının  Erciyes  Dağı  sebebiyle  olduğunu
                                                                         belirtmektedir.
                                                                         Kayseri’ye Kırşehir istikametinden gelen
                                                                         Henry C. Barkley, Kayseri’yi uzaktan ilk
         Kayseri’nin hâkim sembolü Erciyes Dağı (B. Akbaş)
                                                                         görüşünün,  Kayseri  Ovası’nın  güney-
                                                                         doğusunda,  tepesi  konik  ve  sürekli  kar-
                                    ciyes devi karşımıza dikildi” şeklinde ifa-  la  kaplı,  sağ  ve  sol  tarafında  Torosların
                                    de etmiştir.                         uzantısı  bulunan  Erciyes  Dağı’nın  gün
                                    Anadolu’yu  1839  yılında  dolaşan  Ain-  boyunca güneşin ışığı altında önümüzde
                                    sworth*,  diğer  birçok  seyyah  gibi  şehre   parladığını,  bu  büyük  eski  dağın  tepesi-
                                    İncesu  üzerinden  gelmiştir.  Çok  verimli   nin  parıltısının  kendilerini  etkilediğini
                                    ve zengin olan Kayseri Vadisi kuzeyden   belirtmektedir.  Hem  Erciyes’in  hem  de
                                    aynı ismi taşıyan bir köy ve bir kiliseden   etrafındaki  dağların  ağaçsız  ve  kıraç  ol-
                                    dolayı “Hıdır İlyas” denilen alçak tepeler-  masına  rağmen  manzaranın  ihtişamı
                                    le, batıdan Yılanlı Dağ ve bataklıkla, do-  karşısında ruhlarımız canlandı ve hep be-
                                    ğudan alçak tepeler ve Sarımsak Çayı’yla,   raber “Şükür Rabbim!” şeklinde niyazda
                                    güneyden  eski  adı  Mount  Argaeus  olan   bulunduklarını tasvir etmektedir.
                                    Erciyes Dağı ve birçok uzantısıyla çevri-  İngiliz bir arkeolog, yazar ve resmî görev-
                                    li olduğunu, Türklerin Erciyes Dağı diye   li olan Gertrude Lowthian Bell Kayseri’-
                                    isimlendirdikleri Asil Argaeus Dağı, Kü-  ye  gelişinde  Talas’taki  Amerikan  Hasta-
                                    çük Asya’nın en yüksek tepesine sahip ol-  ne-sinin  misafirhanesinde  2  gün  ikamet
                                    duğunu, bu tepenin Kayseri’deki ikameti   ettikten  sonra  Kayseri’den  ayrılan  Bell,
                                    esnasında neredeyse her zaman bulutlar-  Erciyes Dağı’nı, Anadolu platosunun en-
                                    la  kaplı  olduğunu,  genellikle  güneş  do-  gin sathı üzerinde yükselen dağın, güçlü
                                    ğarken görünen tepeyi tesadüfen bir kez   payandaları  denizin  üzerinde  yükselen
                                    görme  fırsatı  bulduğunu  belirtmektedir.   Etna’nın kolları kadar heybetli ve dibin-
                                    İngiliz  seyyah  Ainsworth  ayrıca  Erciyes   den  tepesine  kadar  3962  m  yüksekliğe
                                    Dağı’nın  tepesine  Romalılar  tarafından   sahip  olup, Sicilya Volkanı’ndan çok az
                                    inşa edilen bir şatoda Tiberius Caesar’in   alçak olduğunu belirtmektedir.
                                    ikamet ettiğini bildirmektedir.      Şiirlerde Erciyes:
                                    Pierre de Tchihatcheff, Kayseri’nin fiziki   Dağlar ve dağ çevreleri bir denge unsuru,
                                    coğrafyasını  bilimsel  bir  yaklaşımla  de-  yer altı ve yer üstü kaynağı zenginliği ne-
                                    ğerlendiren ilk bilim adamı ve Anadolu’-  deniyle  sağladığı  imkânlar  yanında,  gö-
                                    yu modern jeolog gözüyle detaylı olarak   nüllerin  yücelerdeki  seyahatlerinin
                                    inceleyen Rus asıllı bir seyyahtır. Tchihat-  önemli  mekânları  olması  bakımından
                                    cheff, Erciyes Dağı’nın Antik dönemlerde   sözlerin özü şiirlerin de doğrudan konu-
                                    faal  olduğuna  ve  Erciyes  Yanardağı’nın   su  olmuştur.  Dağlar,  kutsal  metinlerde
                                    MS 4. asra kadar faaliyette kaldığını, MS   sadece ruh ve beden dünyasını zenginleş-
                                    1. yüzyılda kent çevresindeki ateş çukur-  tiren ortamlar olarak yer almamakta bi-
                                    larının hâlâ aktif olduğunu vurgulamış ve   lim, edebiyat ve sanata da ışık tutmakta-
                                    bu çukurlarda birçok hayvanın öldüğünü   dır.  Ayrıca  her  dağın  bulunduğu  yerde,
                                    Strabon  ve  MS  4.  yüzyılda  yaşayan  şair   yaşayan halk arasında anlatılan bir öykü-
   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198