Page 59 - kayseri_sehitleri
P. 59
Kıbrıs Savaşı
oluşan İngiliz hâkimiyetinden sonra Rumlar, Osmanlı hâkimiyeti esnasında olan rahatlık
ve yaşam şartlarının yüksek olmasının marifetiyle, güçlenmiş ve İngiltere tarafından da öz
çocukları gibi muamele görmüşlerdir. Bu muamele karşısında Rumlar kendilerini Yunanlı
hissederek ortak bir mazi etrafında ve ortak bir ülküyü yaşatacaklarını savunmuşlardır. Bu
büyük ülküleri yukarıda açılımını verdiğimiz Megali İdea denilen eski Bizans İmparatorluğu’nu
tekrar canlandırmaktır.
Rauf Denktaş’ın Enosis hakkındaki şu sözleri önemlidir; “Enosis deyip geçilmemeli, Enosis
Türk vatanının bütünlüğüne yönetilmiş bir davadır, bundandır ki İzmir’i işgal etmişlerdir. Anadolu’ya
bu davalarını gerçekleştirmek için saldırmışlardır. Bugün sadece sorun Kıbrıs’la bitecek değildir daha
nice gaileler çıkabilecek potansiyele sahip olduğu bilinmelidir.” sözlerini vurgulamaktadır. Zira
10
hem söylendiği zaman dilimi hem de bu gün baktığımızda bu sözün önemi oldukça yerinde
ve haklı olduğu görülecektir.
Gerek kurdukları eoka denilen teşkilatları, gerekse kilise başpiskoposları tarafından
her türlü propaganda ve uygulamaları adada uzun süren bir kargaşaya neden olacaktır. Bu
dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti kendi soydaşları olan Kıbrıslı Türklerin her hakkını korumaya
çalışmış, makul istekler ve olağan koşullar sağlandığında barıştan yana tavır sergilemiştir.
Lakin Rum kesiminin gerek yer altı örgütleri ve gerekse fiili olarak katliamlarına devam etmiş
olması görüşmeleri zor koşullarda ilerletmiştir.
Bazı haklar engellenmekte, çiğnenmekte ve bu ihlaller karşısında ise Türk kesimi tarafından
hoş karşılanmamaktadır. Garantör olan Türkiye’nin zaman uyarılarına karşılık Rum kesimi
bu durumun bir iç meselesi olduğunu ve karışılmaması gerektiğini vurgulayacaktır. Aynı
zamanda Rum kesiminin garantörlüğünü üstlenen Yunanistan ise işbirliği halinde hareket 59
edecek ve Türklere karşı yapılan katliamlara destek verecektir.
eoka adı altında kurdukları gizli teşkilat Yunan Hükümeti’nin yardımlarıyla faaliyetlerine
başlamıştır. 1 Nisan 1955 yılında adanın belli başlı kasabalarında ve Lefkoşa’da eş zamanlı bom-
balar patlatılmış ve beyannameler dağıtılmıştır. Bu yapılan provokasyonun ilk zamanlardaki
hedefi İngilizlerdir. Türklere sıra daha sonra gelecektir. Türk polislerin İngilizlere, yardım
edilmesinin bırakılması istenmiş, Türkler tarafından ise kabul görülmeyen bu husus karşısında
eoka tarafından aynı muamelenin Türklere karşı gerçekleştirilmesi çok zaman almamıştır.
11
Rumların kurmuş olduğu bu teşkilata karşı Kıbrıslı Türkler ise, Adada varlıklarını korumak
ve nefsini müdafaa etmek için volkan teşkilatını kurmuştur. Bu teşkilat daha sonra tmt
-Türk Mukavemet Teşkilatı- olarak aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerine devam edecektir.
Kıbrıs’ta doğup büyüyen Ali Çaluda adlı kişi; “Rumların kavgası 1948’de başladı. Rumlar şim-
diki gibi her şeyi istiyorlardı. Neticede 1953’te girişmeye başladı. İngiliz devriydi ve İngiliz Türklere
üvey evladı gibi davranmaktaydı. Sanırım eoka’yı 1950’de kurdular. Türkleri dövüyorlar, yollarını
keserek, öldürüp atıyorlardı. Binlerce insanımız o günlerin kaybıdır, akıbetleri hâlâ bilinmez. Daha
sonra 1955’te tmt kuruldu. Her köyde teşkilatlandık ve bütün gece sokakların içinde şişlerle, av tüfek-
10 Rauf. R. Denktaş, Hatıralar Toplayış, Boğaziçi Yayınları, 10. Cilt, İstanbul, 2000, s. 237.
11 Alasya, s. 120.