Page 204 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 204

Kadir Dayıoğlu
               1945’te; asfalt, parke, kırma taş şose, tesviye ve araba yolu olarak sınıflandırılan 44 bin
            km’lik yolun 20 bin km’sinin on beş yılda geçilir hale getirilmesine ve iyi halde tutulma-
            sına; devlet yolları dışındaki yolların ise illerin sorumluluğunda olmasına karar verildi.
            Bu büyük ölçekli yol programının başarısı için “makineli yol yapımına” geçişle, 1946
            yılında Türkiye’de yol inşaatında, yaklaşık 1.611 adet ekipman kullanılmaya başlandı.
            1946’da şose ve köprüler reisliğine bağlı 4 bölge müdürlüğü, 10’a çıkartıldı.
               Artık; “makineli döneme” geçişle, az para/az makine ile yapılacak geçit yollarına
            ağırlık verilir. 1950 yılında “Karayolları Genel Müdürlüğü” kurularak, yurt çapında
            yol planlama, etüt ve proje çalışmalarına başlanır. Yeni karayolları teşkilatının hedefi;
            kağnı, at arabası gibi motorsuz taşıtlar için yapılmış olan ve ancak bu taşıtlara geçit veren
            yolları, çağdaş ulaşım araçlarının ihtiyaçlarına göre yeniden planlamak ve üzerinden
            motorlu taşıtların geçebileceği standartta yollar yapmaktı.
               Bu hedefle sürdürülen çalışmalar sonucu; Makine ile bakımı yapılan yol uzunluğu,
            1950’de 8.024 km iken, 1960’da 33 bin km’ye, her mevsim geçit veren yol uzunluğu,
            1950’de 9.624 km iken, 1960’da 22 bin km’ ye ulaştı.




             1907’de hayvan ile çekilen taşıtla;
             - Ankara-İstanbul arası 79,
             - Ankara-Samsun arası 96,
             - Diyarbakır–İskenderun arası 102 saatte aşılırken;
             1949’de otobüs ile;
             - Ankara’dan İstanbul’a 18 saatte,
             - Ankara’dan Samsun’a 20 saatte,
             - Ankara’dan Zonguldak’a 14 saatte
             ulaşma imkanına kavuşuldu.






               1960’lı yıllara gelindiğinde, Karayollarınca Türkiye’nin ihtiyacı olan 60 bin km’lik yol
            ağı tespit edildi. 1950-1960 arasında sağlık, eğitim gibi sosyal ağırlıklı temel hizmetlerin
            her yöreye götürülebilmesi için yaz-kış geçit veren yollar yapmak en önemli hedef iken,
            1960-1970 arasındaki dönemde asfalt kaplamaya önem verildi. 1970’lerde karayolunu
            kullanan motorlu taşıt sayısı giderek artarken; trafiği yoğun ana yollarda, büyük şehir-
            lerin çevrelerinde çok şeritli ekspres yollarla otoyolların yapımı önem kazandı.




            204
   199   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209