Page 23 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 23

Kayseri’de Ticaret ve Sanayi

                                     Cumhuriyet Öncesi










                                               Giriş

               “Ben bu şehri tanıdıktan sonra, anıtsal yapılarına, sokakların mimari detaylarına
            ve çok sayıdaki orijinal dini yapılarına hayran kalmıştım. Geç saatte bir hanın terasına
            oturup, baktığım zaman, taş kubbeler, minareler, Selçuklu kale duvarı ve diğer taraftan
            karlı Erciyes dağını görünce benden daha önceki seyyahların (Barth) söylediklerinin
            doğru olmadığını anladım. Kendi kendime Kayseri ne güzel bir şehir! Bütün İç Anadolu’da
            Fırat’ın kaynağına kadar Kayseri’den güzel bir şehir yoktur. Harabe ve kötü evlerle kaplı
            Kütahya ve Ankara’yı gördükten sonra Kayseri gibi büyük yapıları ve candan insanları
            olan bir kenti düşünemezdim.” (Seyyah Edmund Naumann, 1890)
               Kayseri ve Kayserili’nin ticaret ve sanayide bu noktaya gelmiş olmasının birinci
            nedeni bu coğrafyanın, “Anadolu Medeniyetleri” denilen uygarlıklar zincirinin önemli
            bir halkasını oluşturması. İkinci nedeni ise; Kayseri’nin, yaklaşık beş bin yıldır, doğu-batı,
            güney-kuzey ticaret yollarının kavşak noktasında bulunmasıdır. Bu tarihî nedenlere
            ikliminin ve toprağının tarıma elverişli olmamasını da ilave edebiliriz. Tarihsel süreç
            ve coğrafi şartlar doğal olarak Kayseri’de ve Kayserililer ’de, bir sanayi ve ticaret kültürü
            ve bunlarla ilgili altyapının oluşmasına neden olmuş. Adeta genetik diyebileceğimiz bu
            oluşum günümüze kadar devam etmiş ve kuşkusuz bundan sonra da edecektir.
               Bu bölge, dört bir yandan gelen ticari yolların kavşak noktası olması nedeniyle, çeşitli
            ırk ve kavimlerin elinde önemli bir kültür, uygarlık ve ticaret merkezi olma özelliğini,
            günümüze kadar korumuştur. Günümüzde gerek Kayseri içinde ve gerekse dışında
            faaliyet gösteren çok sayıda sanayi, ticari ve finans kuruluşunda Kayserililer’in loko-
            motifliğini görmek mümkün. Nitekim; Türkiye’nin “İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu”
            içerisine giren 100’e yakın firmada bir Kayserili imzasını görüyoruz.

               Milattan öncesine gidecek olursak manzara şu: MÖ 2800 yılından itibaren Kızılır-
            mak mezrası, Anadolu’nun en yoğun yerleşim yeri olmaya başlamıştı. Alişar, Boğazköy,
            Kültepe ve Aslantepe bunların en önemlilerindendir. Milattan bir asır önce doğunun
            ticaret malları Kayseri’ye (Mazaka) gelir ve buradan da Roma Büyük Yolu ile Efes ve
            Roma’ya ulaşırdı. Aynı zamanda Kayseri, güneyden gelip batıya giden kervanların da



                                                                                    23
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28