Page 24 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 24

Kadir Dayıoğlu
            uğrak yeriydi. O nedenle Kayseri’de ticaret merkezlerinin oluşması doğaldı. Bu bağlamda
            “Kültepe/Kaneş (Kanesh) Karumu” önem arz eder.





                                  Kültepe/Kaneş (Kanesh) Karumu

                                        Arkeolojik Kazılar
               Kayseri-Sivas karayolunun 20. km’sinde, yolun 2 km kuzeyindedir. Yüksekliği 22 m,
            çapı 50 m’ yi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren “Karum” adı verilen aşağı
            şehirden ibarettir. 1948 yılından beri Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığındaki bir heyet
            tarafından sistemli olarak kazıldı. Heyette eşi Prof. Dr. Nimet Özgüç de vardı. Bugüne
            kadar, 25 bin üzerinde tablet çıkartıldığı bildirilmektedir. Özgüç’ün vefatından (2005)
            sonra kazı işleri, Prof. Dr. Kutlu Emre’nin şeref başkanlığındaki bir ekip ile Prof. Dr.
            Fikri Kulakoğlu tarafından yürütülmektedir. Kazılarda höyükteki en eski yerleşimin
            Geç Kalkolitik Çağ (MÖ 300-2500) olduğu, onu Eski Tunç Hitit, Frig, Helenistik-Roma
            çağlarının takip ettiği tespit edilmiştir. (www.kulturvarliklari.gov.tr/).

               Kulakoğlu; “Kültepe” adının, dünya müzelerine ve eski eser pazarlarına dağılan ve
            “Kapadokya Tabletleri” olarak tanımlanan çivi yazılı belgelerin ilk ortaya çıktığı 1871
            yılından beri bilindiğini; Kültepe’de ilk kazıyı 1893-1894 yıllarında Ernst Chantre’nin
            yaptığını; onu 1906’da H. Winckler ve H. Grothe’nin Tepe’de yürüttükleri kısa süreli
            kazıların izlediğini; B. Hrozny’nin de 1925’de önce Tepe’de sonra da ilk defa Karum’da
            kazdığını; Karum’da açığa çıkardığı bin tabletin bu yazılı belgelerin esas kaynağının
            Tepe değil, Aşağı Şehir (Karum) olduğunu gösterdiğini kaydetti.

               Karum sahası; höyüğün doğu ve güneydoğu eteklerini çevirmektedir. MÖ 1950-1650
            yıllarında Anadolu’ya ticaret maksadıyla gelen Asurlu tüccarlar tarafından iskân edil-
            miştir. Höyük ve Karum alanında açığa çıkarılan büyük dinsel ve resmi yapılar, evler,
            dükkanlar ve atölyelere ait mimari kalıntılar açık hava müzesi olarak sergilenmektedir.

               Kültepe kazılarında gün ışığına çıkarılan ve çivi yazısıyla Asurca yazılan “Kültepe
            Tabletleri”, “UNESCO Dünya Belleği” ne kabul edildi. Kayseri Müzesi tarafından koru-
            nan “Kültepe Tabletleri” nin de kütüğe kaydedilmesiyle birlikte, Boğaziçi Üniversitesi
            Gözlem ve Deprem Araştırma Enstitüsü Kandilli Rasathanesi El Yazmaları, Boğazköy
            Hitit Tabletleri, İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi İbn-i Sina Yazmaları Koleksiyonu
            ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin ardından, Türkiye’nin toplam 5 mirası, “UNESCO
            Dünya Mirası” listesinde yer almayı başardı. (Doğan Haber Ajansı ‘DHA’, 16 Ekim 2015)





            24
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29