Page 105 - seyrani_siir_yarismasi
P. 105

EYLÜL BÜYÜSÜ
               Muhammed Yakut





               Göklerden düşen çiğ ve sis
               Cin harabelerinden yankılanan gök gürültüleri
               Yeraltı hazinelerinin sırrını ifşa eden ebemkuşağı
               Büyünün kendisi değil yalnız görüntüsü


               Büyüyü başlatacak gizli bir el usta bir simyacı
               Vaktin belli bir vakte ermesini bekliyor
               Gizli bir el bu vakitleri bekliyor
               Ve yağmur ve yağmur ve yağmur


               Bir kuş tüyü gibi havada titriyor insan
               Sara etkisinde şimdi yer ve zaman
               Yaz düşleri bitti mi bitti evet
               Eylül ölüm değil ölüme davet

               Ölüm bilmem hangi sultanın sarayındadır
               Hangi otobüs durağı hangi tren rayındadır
               Belki de buz gibi Menderes çayındadır
               Ölümün bile ölmesi sanırım Eylül ayındadır

               Eylül şehrin isli duvarlarına yağmuru ekler
               Dağ başlarında çeşmeler doğmayı bekler
               Yarının hayaliyle yaşayan kelebekler
               Ümitleri var oldukça hiç ölmeyecekler

               Çarşamba bulutlarında saklı bir deli yağmur
               Bütün ağırlığıyla bizden besbelli yağmur
               Bu yağmur Mehlika rüzgarına karışır gider
               Bir sel olur ruhumuzla yarışır gider








                                                                                   105
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110