Page 146 - seyrani_siir_yarismasi
P. 146
BİN DİLDE YÜZBİN HECE
C üne yt Uys al
Asya’dan geliyorum; yorgunum, dinleneyim.
Kavmimden ayrı düştüm, anlatayım.
Bin senedir yoldayım; yol bin sene sürmez deme, yürümedinse.
Kimse kavminden ayrı düşmez deme, uyuyup da uyanmak bilmedinse.
Değdi mi dersen, öyle hülyalarım oldu ki gonca gül;
Bin senedir yoldayım, üç gecemi yanımda taşırım.
İlk gece kavmimi yitirdiğim geceydi.
Dünya aleminden çıkarttı öyle hülya idi
Atım aya aman diletmiş,
Bir dizim güneşin üzerinde diğeri kayıp
Görmez oldu gözlerim etraf çok karanlık
Bir elimi başıma koymuşum diğeri gönlümde
İnler bir aşkın acı acı dilimde
İkinci gece pek yakındım şimale
Soğuk, pek soğuk titriyor namert düşman bile.
Dedim; tutunayım şu ağacın dalına da belini büküp sığınak edeyim kendime
Fakat ne bu ısrar ağaçta ki, bir de gelmesin mi dile?
Destur dedi hele yiğidim, ne istersen körpe daldan?
Dedim a enkiş, donacağım soğuktan.
Bir belek etsen, atlatsak şu ayazı?
Buyur etti bir de açıldı mı
Heybetli ardıç imiş ya, koymadı bizi
Yüz yıl sonra avare dolaşır iken bu sefer gündüz
Ardıç ataya denk geldim fakat ne gürbüz
146