Page 68 - seyrani_siir_yarismasi
P. 68
2–Aynalar Koridoru
sözünü ettiğim günler üzüm toplama vaktidir,
mutluluğumuza renk katan ama artırmayan.
sen, olgunluğun meyvesi bir yerde görmüştüm seni
henüz dünyayı görmeden.
göstermeyip anımsatan renkleri saf haliyle kullanan salt giz
yine böyle oynuyordu ışığıyla evrenin
ve ben kuşanmış mevsim çağrılarıyla uzaya dökülen güzellikleri
tekdüzeliğin somurtkanlığında; başı bedûhlu bütün gölgelerin
öyküyü terk ettiği hayatın askıntı olan anlamını,
gecelerin ve diğer ucundaki günlerin reddini,
bir tarihin imgesini,
bir kelebeğin bir olasılığın
izleğinde kaybetmiştim.
duyumsayıpta güzellikleri yansıma oluşturamamanın yarasına
katlanabilmek için rüzgarın dudağındaki hasrete ve balçığa
boşlukta kendi yolunu ören ruhun bütün kıvrımlarına
sır olmuştum, örümcek ağının üzerinde yürüyen
meşakkati seven tanrıya.
gece dolaşanlar, bakkhos rahipleri, şarap fıçısı rahibeleri,
ozanlar, şairler ve filozoflar
görülen şeyin ne olduğu bilinmezken tadarlar efsunlu güzelliği
böylece bir gösteri başlatırlar zihnimde
tanrının dediklerini ne gizleyen, ne açıklayan
yalnızca işaretlerle gösteren delphoi kahini gibi.
ruhtaki görüntülerde, gerçek gizlerde biçimden yoksundur
bitkilerin de cinsiyeti olduğunu bilen uygarlığın yayan mültecilerine.
güzelliği usla dizginlemek ve anlamla birleştirmek
68