Page 11 - Tapu Tahrir 1
P. 11

Tapu-Tahrir Defterlerinin Neşri Hakkında
                     Ġhtiva ettiği konular hakkında yukarıda bilgi verilen Tapu-Tahrir Defterleri‟nin Ģehir
               tarihleri açısından önemli bir kaynak olduğu Ģüphesizdir. Türkiye‟de Ömer Lütfi Barkan‟ın
               öncü  çalıĢmalarıyla  baĢlayan  tahrir  defterleri  üzerindeki  incelemeler,  daha  sonra  Halil
               Ġnalcık‟ın çalıĢmaları ile yeni bir boyut kazanmıĢ ve sonraki araĢtırmacılara yön vermiĢtir.
               Barkan,  Vilayet  ve  sancak  kanunlarını,  Ġnalcık  da  Arvanid  Sancağı‟na  ait  defteri
               neĢretmek  suretiyle  bu  defterlerin  önemini  daha  açık  bir  Ģekilde  ortaya  koymuĢlardır.
               Arkasından birçok araĢtırmacı, Anadolu, Rumeli ve Arap eyaletlerindeki sancak ve kazalar
               hakkında  önemli  çalıĢmalar  yapmıĢtır.  Bunların  büyük  bir  kısmı  doktora  tezi  olarak
               hazırlanmıĢtır ki, bu da bu defterlerin ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu
               konuda  önemli  bir  çalıĢma  yapan  Adnan  Gürbüz,  XV-XVI.  Yüzyıl  Sancak  Çalışmaları;
               Değerlendirme  ve  Bibliyografik  Bir  Deneme  Ġstanbul  2001  adlı  eserinde,  tahrir
               defterlerine dayalı olarak yapılan çalıĢmaları tespit ederek bunları incelemiĢtir. Benzer bir
               diğer önemli çalıĢma da, Erhan Afyoncu‟nun “Türkiye‟de Tahrir Defterlerine Dayalı Olarak
               HazırlanmıĢ  ÇalıĢmalar  Hakkında  Bazı  GörüĢler”  Türkiye  Araştırmaları  Literatür  Dergisi,
               Türk  İktisat  Tarihi,  I/1,  Ġstanbul  2003,  s.  267–286.  adı  altında  hazırlamıĢ  olduğu
               makaledir. Bu konudaki örnekleri artırmak mümkündür.
                     Arvanid Sancağı‟na ait defterin neĢredilmesinden sonra, araĢtırmacılar bu defterlerin
               ihtiva ettiği bilgilerin sadece Ģehir veya kırsal alanın tarihi ile ilgili değil, aynı zamanda yer
               isimleri açısından çok değerli bir kaynak olduğunu da fark etmiĢlerdir. Bunun üzerine de
               defterlerin neĢri konusunda gerek BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi, gerekse bazı resmi ve özel
               kurumlar tarafından bu tür neĢirler yapılamaya baĢlanmıĢtır.
                     Defter  neĢirleri  konusunda  önemli  bir  çalıĢma  yapmıĢ  olan  Feridun  M.  Emecen,
               araĢtırmacıların  dikkat  etmesi  gereken  hususları  belirterek  çok  önemli  tavsiyelerde
               bulunmaktadır.  Tahrir  Defterleri  konusunda  önemli  bir  otorite  olan  Emecen  “Mufassaldan
               Ġcmale”, Osmanlı Araştırmaları XVI, Ġstanbul 1996, s. 36–44 adlı çalıĢmasında, dipnotları ile
               beraber,  Ģu  önemli  hususlara  dikkat  çekmektedir.  Bugün  Tahrir  defterleri  üzerinde  yapılan
               çalışmaları iki gurupta toplamak mümkündür.  Bunlardan ilki defterlerin aynen neşri, diğeri ise
               bunlara dayalı olarak yapılan bölge tarihi araştırmalarıdır. Yapılan neşirlerin gerek faksimile,
               gerekse Latin harflerine aktarılmış şekilleri olsun hem mufassal hem de icmal türü defterler
                                                                                              12
               üzerinde  yoğunlaştıkları  malumdur.  Türkiye'de  H.  İnalcık'ın  öncü  çalışmasının   ardından
               yurt içinde ve yurt dışında bu kabil neşir faaliyetleri hız kazanmıştır. Ancak yapılan neşirlerin
               belirli bir standardı yakalamamış olması dikkat çekicidir. Bu noktada, sırası gelmişken birkaç
               hususu  hatırlatmak  gerekmektedir:  Her  şeyden  önce,  defterlerin  özellikle  yeni  harflere
                                                                                             13
               çevrilirken, tamamının verilmesi ve bilgi tasarrufunda bulunulmaması icab eder.  Yine bu tür

               12    Emecen‟den naklen, Hicri 835 Tarihli Sûret-i Defler-i Sancak-ı Ârvanid, Ankara 1954. Ġlk defterlerin neĢri
                   hususunda  daha  194O'lı  yıllarda  Türk  Tarih  Kurumu'nun  aldığı  karar  çerçevesinde  hazırlanan  bu  defler
                   dıĢında, G. Kaldy-Nagy de Budin defterini yayımlamıĢtı (Ankara 1971)
               13    Emecen‟den naklen, Geza David yapılan neĢirlerde, ".. Aileler uzun vadede takip edilmediği için, yani aile
                   rekonstrüksiyonu mümkün olmadığı için adların dökülmesini genel olarak" gereksiz bulmaktaysa da ("Tahrir
                   Defterlerinin NeĢri Hakkında Notlar", Osmanlı Araştırmaları XIJI, 1993, 45–46), neĢir olunca bu bir zaruret
                   olarak  ortaya  çıkmakladır.  Bu  gibi  adların  özelliklerine  ve  önemlerine  daha  önce  iĢaret  edildiği  gibi  (F.
                   Emecen,  "Sosyal  Tarih  Kaynağı  Olarak  Osmanlı  Tahrir  Defterleri",  Tarih  ve  Sosyoloji  Semineri,  Ġstanbul
                   1991,  s.  149–155)  bunlar  bugün  farkına  varılmayan  çok  farklı  sahalarda  çalıĢanlar  için  önemli  olabilirler.
                   Defterlerin neĢri yapılırken bunun tam olarak gerçekleĢtirilmesine  mutlaka itina göstermek gerekir. Aksi
                   takdirde yapılan neĢir hiçbir zaman tam olmaz ve asli kaynağa tekrar dönmeyi gerektirir.

                                                            xi
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15