Page 9 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 9

YILANLI DAĞI

                                     Alacalı kartal, mavi gökte  süzülüyordu. Üzüm
                                  çubukları ile kaplı vadiyi, dağları tarıyor av arıyordu. O
                                  sıcak öğle vaktinde,  kanat çırpmadan uçuyor, beyaz
                                  bulutlar arasında dolaşıyordu. Kartala göre uzaklar
                                  yakındı ve siyah gölgesi vadiye düşüyordu.
                                      Kartalın kara gölgesi asmalarda, ağaçlarda geziyor,
                                  kartal gökyüzünde dönerek yükseliyordu. Cırcır
                                  böceklerinin kulak tırmalayan sesi ovayı dolduruyor,
                                  rüzgar  ılık nefesini yer yüzünde  gezdiriyordu. Sarı
                                  sıcakta hayat bulan cırcır böcekleri çılgınlar gibi ötüyor,
                                  cırcır böcekleri kayısı vaktinin geldiğini söylüyordu.
                                  Ağaçların, evlerin gölgesi kısa düşüyor, o sıcakta
                                  insanlar ve hayvanlar  ağaçların, evlerin duldasından
                                  çıkmıyordu.
                                      Yükseklerden  yeryüzünü  gözleyen  kartal,  nihayet
                                  otlar arasında ki çatal dilli yılanı gördü. Yılanı gören
                                  kartalın sevinç çığlığı, cırcır böceklerinin sesini bastırdı.
                                  Keskin çığlık vadide, Yılanlı Dağı’nın ulu kayalarında
                                  yankılandı. Alacalı kartal kanatlarını gerdi, nasırlı
                                  ayaklarını karnına çekti, kurşun gibi yeryüzüne indi.
                                  Tekrar yükseldiği zaman siyah yılan pençesinde
                                  kıvranıyor, kartal  gökyüzünün  derinliğine yılanı çekip
                                  götürüyordu. Yılan kıvrılıp bükülüyor, omurgası kırık,
                                  kartalın pençesi sırtında, ancak ölümün kanlı gözlerini
                                  fark edebiliyordu. Daha fazla kıvrılıp bükülemedi.
                                  Kartalın eğri ve sivri gagası yılanın başına bir kere indi.
                                  Yılan anında hareketsiz kaldı. Kartal avını Yılanlı
                                  Dağı’nın doruklarına  çekecek ve koca kayaların
                                  gölgesinde ağır ağır yiyecekti.
                                      Kartal  gökyüzünde  dönenirken,  birden  yeryüzüne
                                  indiğini ve pençesine geçirdiği yılanla yükseldiğini
                                  gören biri  daha vardı. Gavur Hacı sırtını Boncuk


                                                            1
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14