Page 11 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 11
kasırgayı seyrediyordu. Kasırga bağlarda, tozlu
yollarda döneniyor, kalın toz bulutu, salına salına
geziyordu. Hortum bir yılanın dansı gibi hareket
ediyordu. Beraberinde sürüklediği otlar, kuru
yelkovanlar, yapraklar, toz bulutunun içinde kalıyordu.
Kasırga, bitki örtüsünün seyrek olduğu yerlerde, sıcak
hava ile soğuk havanın karşılaşmasından meydana
gelmişti. Kasırga, içine aldığı her şeyi savurup
götürürdü. Gözlerini kasırgadan ayıramayan Gavur
Hacı, kasırganın içinde ki koca yılanı düşünüyordu.
Hayatında en korktuğu şey yılanlardı. İnce yılanlar,
kalın yılanlar, sarı yılanlar, siyah yılanlar vardı.
Onlardan bazıları insanın boğazına akıyor, karnına
çörekleniyor, insanı acılar içinde öldürüyordu. Bu
kasırganın içindeki yılan her hal iri bir yılandı. O
döndükçe, toz bulutu da dönüyor, toz bulutu yılan gibi
kıvrılıyordu. Bu hareketleri iri bir yılan yapabilirdi. Yılan
döndükçe kasırga da dönüyordu. Hacı, yılanlardan çok
korkuyor ve onları bulduğu yerde öldürüyordu.
Kasırgaların içinde Şahmeran olurdu. Şahmeran
yılanların şahı idi. Bütün yılanlar ondan sorulur, onu
dinlerdi. Şahmeran yılanının başında boynuzu olurdu
ve derisi bin bir renkte, ışıklar saçardı. Gözleri
kamaştıran ışıklar içinden bazen peri kızı çıkar, işte
şahmeran o zaman peri kızı donuna bürünmüş olurdu.
Peri kızını gören insanoğlu çarpılır, insanın ağzı, yüzü
eğilir, kamburu çıkardı.
Kasırga Koyun Baba’dan, Çukur Kuyu tarafına
indikçe, küçülüyor ve gözden kayboluyordu. Bir müddet
sonra her şey duruldu. Havada ot, çöp, savrulan toz
kalmadı. Bu durgunluktan faydalanan bir gurup keklik,
Biraderoğlu dereden, Harami deresine uçtu. Cırcır
böceklerinin çılgın ötüşü yeniden başladı ve ova eski
haline kavuştu. Bir zaman sonra gün döndü ve Yılanlı
3