Page 228 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 228

Emir Kalkan Hikâye Yarışması
            bozuyordu yeminlerini, kağıt yırtılıyordu yavaş yavaş. Temelleri atan onlar değil,
            kollarını tutan bu adamlardı.
               Balık bağırdı bu sefer sesi pek gelmese de.

               “Yemin etmiştik hatırlasana.”
               “Etmiştik.” dedi Küçük adam. “Etmiştik. Ve bu sözü tutacağız.” Küçük kız yutkundu.
            Bu kelimelerin anlamı “Kaç oluyordu aslında.” İkisi de nasıl olduğunu bilmediği şekilde
            kolları bırakıldı. İkisi de adamlara dönerken başlarıyla onaylamış ve gülümseme
            yaymışlardı yüzlerinde. Okyanus ile Balık kavuşurken Küçük Kızın elinde sallanan
            bir ayıcık daha vardı. Balık Okyanusa girerken Okyanusu sevinçten daha da dalgalan-
            maya başladı. Arkalarından gelen adamlar tekrardan kollarına girerken ayıcık yere
            düşüverdi. Terk mi etmişti ailesini. Terk mi etmişti? Küçük Kız ağladı.
               “Bana o ayıyı ver.!” dedi gözyaşları arasından. Vermediler. Ailesi orada yatarken
            Küçük kız sürüklenerek gidiyordu o adamın kolları arasında.
               “Anne, baba!” Acı çığlıklar yükseldi dudaklarından. Balık’ın kollarını tutan adam
            kaş göz işareti yaptı. Ne olduğunu anlamayan Küçük Adam silah sesiyle yerinden
            zıpladı. Hızla başını hareket ettirirken yerde yatan balığına kaydı gözleri. Yaşaması
            lazımdı. Yaşamalıydı. Küçük Kız ayıcığı son kez kucağına alırken özür diledi anne ve
            babasından.
               “Özür dilerim, anne ve baba.” dedi kalbi okşarken. Küçük Kız gözleri kapanmadan
            son kez Küçük Adama baktı. “Tutamadım.” dedi. “Sanırım söz tutmakta pek başarılı
            değilim.” Yavaş yavaş gözleri kapanmakta olan Küçük kız hayata gözlerini yumdu. Artık
            ailesinin yanındaydı. O ayıcığa kendi kanıda bulaşmıştı artık. Küçük kız o kağıdı yır-
            tarken terk etmişti okyanusunu. Sözünü tutmamış yarı yolda bırakmıştı tüm her şeyi.

               Balık ölmüştü. Okyanusun varlığına ihtiyacı yoktu artık.
               Küçük Adam Balık’ın cansız bedeninin yanına gelerek başucunda çömeldi.
               “Ben tutacağım bu sözü. Balık gelmiyorsa okyanus gider ayağına.” kulağına fısıldadı
            Küçük Kızın. Baş ucunda yatan ayıcığı eline alarak kalbi okşadı.
               “Belki de ben de orada olmalıyım.” Gözyaşları oraya sinmesin diyerek büyük bir
            çaba harcamıştı Küçük Adam.
               Belki de zamanı değildi. Okyanusun Balık’tan ayrı kalması gerekti belki de. Belki
            de Balık’ın Okyanus’un varlığını özlemesi gerekti.
               Belki de diğer balıkların yaşaması gerekti.




            228
   223   224   225   226   227   228   229   230   231   232