Page 224 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 224

Emir Kalkan Hikâye Yarışması
               “O kurşun bedenlerine girdiği anda sarıldığım bu oyuncağa sıçradı kanları. Hem
            de...” Ayıcığın kalbini gösterdi. “Tam buraya.”
               Küçük Adam çaresizce baktı ayıcığa. Onu bir oyuncaktan farksız görmüyordu
            oysaki. Ama şimdi...Bir başkaydı onun için.
               “Ve bu yüzden hep yanımda taşıyorum ya. Bu benim ailem. Ve ben ailemi terk
            edip gidemem.”
               Küçük Adam Küçük Kızın yanına oturarak sarıldı ona.

               “Ben çoktan bıraktım.” dedi gözyaşları kızın omzuyla birleşirken.
               “Ben çoktan bıraktım. Ve nerede bıraktığımı bilmiyorum.” İkisinin de gözyaşları
            birbirlerinin omuzlarıyla buluşurken uyuya kalmışlardı.
               Kaybedilen ve kazanılmayan şeyler. Bazen bir oyuncak bazen bir sevgi olur senin
            dünyanda. Ve bazen kaybedersin. Ve bazen de kazanırsın bu hayatta. Masal değildir
            hayat, ezilenler kazanacak diye bir kural yoktur bu hayatta. Neden olsun ki, güçlüler
            hep yüksek makamda. Padişahlar, hükümdarlar mesela. Ateş ararken kendi karanlık
            dünyalarında. Ateşte yanmışlardı bedenleri parmaklıklar arkasında. Ve bazen de şaha
            kalkmıştı atlar zafer edasında. Çünkü herkes biliyordu, yaşadığımız şey bir hayat.
            Güçlü olanlar da vardı ezilenler de. Gerçekler de vardı mesela. Masallar dünyasında
            hapsolmamak için yemin eden insanlara.

               Uyumayan geceler, var olmasını bekledi tekrardan nabızların. Atmaya başlayınca
            kalp nabızları gözlerini iyice açtılar tekrar dünyaya. Açılan gözler tek tek bulunca
            kalp sahiplerini gecenin korkusu büründü havaya. Uyuyan ağaçlar birden sallanmaya
            başladı. Kurt uğuldamaları doldurdu kulakları. En kötüsü de yanında uyuyan genç
            kızın yardım çığlıkları...

               Küçük kızın yanına ulaşan küçük beden onu sarsmaya başladı. Ayıcığına sarılıp
            uyuyan masum kız uykusundan terler içinde kalkınca ne olduğunu ilk kavrayamadı.
            Ama küçük adamın boynuna doladı ellerini.
               “Çok korktum.” dedi gözlerinden eksilmeyen o gözyaşlarını uzun bir yolculuğa
            uğrarken.
               Küçük Adam kızın bedenini sıkıca sardı.
               “Korkma artık! Ailemiz yok, olabilir. Ama biz bu yüzden beraber değil miyiz?
            Birbirimize kol kanat germek için.” Küçük Kız başını Küçük Adamın omzundan kal-
            dırarak gözlerine baktı.
               “Öyleyiz.” Fısıltıyla çıkan kelime gecenin derin uğultusunda kayboldu.


            224
   219   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229