Page 226 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 226

Emir Kalkan Hikâye Yarışması
               “Söz mü?” Küçük Adamın yüzünde büyük bir gülümseme yayılırken kızın uzattığı
            serçe parmağına kendi parmağını tutuşturdu.
               “Söz.”

               Yeminleri bir mürekkep misali kağıda döküldü. Bu yemini bozmaları için kağıdı
            yırtmaları gerekti.

               Balık, okyanusunda yüzerken; okyanus rüzgarlara dayanmak zorunda kalmıştı.


                                                ✥
               Kemanın telleri her bir notayı söylerken ortada korku dolu bir ahenk oluşmuştu. Bir
            süre sonra kemanın telleri yerinden çıkarken ortada ne bir müzik notası ne de keman
            kalmıştı. Kemancı çaldığı kemanı bir yana fırlatarak eski hayatına geri dönmek için
            ilk adımını atmıştı. Kırık notalar hayata gözlerini yummuş. Bu sefer kanayan şarkılar
            değil insanın kendisi olmuştu. Şarkılar ise ruhlarından ayrılarak bir hiç sayılmıştı.
            Hayata gözlerini yuman şarkılar, mezarı kazınmadan ortadan kaybolmuştu.
               Küçük Adam işittiği gürültülerle birlikte uyandı uykusundan. Dün gece karşısında
            uyuyan Küçük Kızı göremeyince şüpheli gözlerle etrafına bakındı. Kafasına dayanan bir
            silahı görünce korkuyla gerildi. Küçük Kızın adını haykırırken, boğazı düğümlenmişti.

               “Sus!” demişti adam. “O çoktan gitti.” Küçük Adamın ellerini tutarak ellerinin ara-
            sına aldı adam. Çekiştirerek yürüdükleri bu yolda Küçük Adamın bağırışlarına maruz
            kalan adam, umursamamıştı onu. Ellerini ondan kurtarmak için çekiştirmeye başladı.
               “Bırak beni!”

               Adam, bir şey söylemeden devam etti yoluna. “Siz hep acıtmak zorunda mısınız?”
            Adam durdu olduğu yerde.

               “Acıtmaz isek öldürürüz.” Adamın tek nefesle söylediği, yüzüne çarpan bu sözcükler
            bedenini titretmişti. Küçük Adam bu cevabından sonra bir süre sessizliği seçmişti.

               “Öldürmek zorunda mısınız?” dedi bu sefer kelimelerini özgür bırakarak. Adam
            bıkkınlıkla nefes verirken, Küçük Adamın yüzene yaklaştırdı yüzünü.

               “Zorundayız. Onlar öyle istiyor.” Adam önüne dönmek için adımını atacakken
            Küçük Adam tekrar araladı o dudaklarını.
               “Onlar kim peki?”

               “Bunun seni ilgilendireceğini pek sanmıyorum.”
               “Tamam.” dedi Küçük Adam omuz silkerek.


            226
   221   222   223   224   225   226   227   228   229   230   231